Üçüncü bahar da mümkün! İşte örneği Ülker Cömert

Haberin Devamı

Ülker Cömert tam 80 yaşında. Hani Türk filmlerinde hep zengin babayı oynayan Hulusi Kentmen’in eşlerini aklınıza getirin. Aynen öyle biri işte! Bir kadın 80 yaşında bile güzel, şıkır şıkır olabiliyormuş. 22 yıl önce kaybettiği eşi için yazdığı şiirlerle dolu bir şiir kitabı çıkardı: ‘İz Bıraktım!’ Kitap çiftin anılarının resm-i geçidi adeta. Rahmetli Ahmet Cömert sanayici, Cömertler matbaacılık ve ambalaj sanayinin kurucusu ve 50 yılını boks sporuna vermiş, Türkiye Boks Federasyonu Başkanı’ymış... Ölümünden sonra uluslararası bir boks turnuvasına ismi verilmiş, turnuva her yıl 30 ülkenin katılımıyla İstanbul’da gerçekleşiyor. Bu 80 yaşındaki güzel, şık ve üretken kadına nasıl bu kadar dinç, güleç, pırıltılı kalabildiğini sordum...

- 80 yaşında bile nasıl bu kadar güzel ve bakımlı olabiliyorsunuz?

Çok mutlu bir evliliğim vardı. Eşimi kaybettim evet, ama evlatlarıma, torunlarıma duyduğum sevgi ve onlar tarafından da çok sevilmem beni hayata bağlıyor. Hayata olumlu bakıyorum.

- Estetik var mı? Vitamin destekleri kullanıyor musunuz?

Hiçbir zaman ne yüzüme ne de vücuduma güzellik için botoks yaptırmadım veya bir neşter vurdurmadım. Aldığım destek inançlı olmam ve aile ve dost çevresinde sevilen bir insan olmamdan ibaret.

- Bakımlı olmak da hayata bağlılığın bir göstergesi... Hep böyle bakımlı mısınız?

Bakımlı olmayı çok seviyorum. Giyimime özen gösteriyorum. Sabah uyanır uyanmaz duşumu aldıktan sonra, mutlaka rujumu sürüp, hafif makyajımı yapıyorum. Öyle ki geçirdiğim ameliyatlardan sonra bile uyanır uyanmaz rujumu istemişimdir.

- Bu kadar sağlıklı ve dinç olmanızda beslenmenin de önemi olsa gerek. Ne yer, ne içersiniz?

İstediğim her şeyi yerim, ama dozunda!

Sabah sofrasından cevizi eksik etmem. Bir dilim ekmek, domates, kendi yaptığım reçelle kahvaltımı yapıyorum. Öğlen geç yiyorum. Akşam ise sadece meyve ve yoğurt yiyorum.

- Her yerde tekrarlıyorum: ‘Akşam yemeğini hafif yiyin!’ Akşam yemeğini herkes sizin gibi yese, Türkiye’de obezite çok azalır. Yüzde 50 şu anda fazla kilolu ve şişman sayımız...

Hareket etmeliler. Ben çok hareketliyim. Çocuklarım ""Anne yeter, artık otur" diyorlar. Her zaman evimde yardımcım olmasına rağmen, ev işlerini yapmaktan zevk alıyorum. Bu bana bir tür rehabilitasyon gibi geliyor. Yemekten çok yedirmeyi severim. Zeytinyağlı dolmam meşhurdur. Sevenlerim bana "bol kepçe" diye isim taktılar.

- Peki düzenli spor da yapıyor musunuz?

Tam bir ada aşığıyım. Burgazada’da yazın her gün bir saat yüzüyorum. Kışın Bebek’te, yazın adada bir saat yürüyorum. Yürüyüş yapmayı, yüzmeyi çok seviyorum. Bunları yaparken şiirler, şarkılar söylüyorum.

- Biraz da genlerinize bakalım... Ailenizde uzun yaşayanlar var mı?

Annem 103 yaşına kadar sağlıklı yaşadı. O da akşamları yalnızca meyve ve yoğurt yerdi. Anneannem de uzun yaşamıştı.

- Ülker Hanım, gelelim yazdığınız şiir kitabına... Beni ağlattınız. Ne büyük bir aşk bu... Eşiniz sizi taparcasına sevmiş. Ve siz de sevginizle 22 yıl geçtikten sonra bile onu hâlâ canlı tutuyorsunuz.

Ahmet gözlerime aşıktı. Bir gün "Senin bir gözün kör olsa da öbür gözün bana yeter" dedi. (Gözleri yaşarıyor) Eşimi her sabah işe dualarla, erken kalkarak yolcu ederdim. Akşamları ise gece elbiseleri giyerek karşılardım. Yemekten sonra, oyun masası kurarak birlikte kağıt oynardık. Onu çok özlüyorum.

- Günümüzde boşanmalar arttı. Genç evlilere ne önerirsiniz?

Eşlerin birbirinin sıkıntılı zamanlarında susmaları gerekiyor. Her zaman birbirlerine dürüst ve açık olmalılar. Ve de bir öğüdüm daha var... Asla yataklarını ayırmasınlar! Her evlilikte olduğu gibi kırgınlıklar, kızgınlıklar olsa da bunları asla uzatmasınlar.

HAFTANIN SÖZÜ

‘Başarılı bir evlilik birçok kez aşık olmayı gerektirir. Ancak her seferinde aynı kişiye!’ Mignon Mclaughlin-Amerikalı gazeteci yazar (1913-1983)

DİĞER YENİ YAZILAR