Hayallerinizden vazgeçmeyin!

Çoğumuzun yapamadığını yapan, hayallerinin peşinden koşan biri; Keef Millard!

Haberin Devamı

Keef ile Bozcaada’da tesadüfen karşılaştık. Hayallerinin peşinden giden biri olduğunu öğrenince öyküsünü yazmak istedim. Ada’dan ayrılmadan hemen önce de Bozcaada’nın görkemli kalesinin önünde onunla konuştum. İşte karşınızda çoğumuzun yapamadığını yapan, hayallerinin peşinden koşan biri; Keef Millard!

* Bozcaada’ya hangi rüzgar attı seni Keef?

İyi soru... Rüzgar hep arkamdaydı. Buraya doğru sürüklüyordu. (Gülüyor) İstanbul’da ciğerlerimin kirlendiğini hissettim. Biraz temizlenmeye ihtiyaçları vardı! Haritaya baktım. Küçücük bir ada gördüm. Eğer feribot varsa giderim diye düşündüm. Şansıma 30 dakika sonra bir feribot kalkıyordu. Ve işte buradayım! Bu Ada’ya bayıldım. Büyüleyici bir yer! Kalışımı biraz uzattım. Aslında vaktim olsa 15 gün kalırdım.

* Nedir büyüleyici bulduğun?

Huzurlu. Hiç ses yok. Bağların arasında sessiz, huzurlu bir şekilde yazılarımı yazabildim, kendimle baş başa kalabildim.

* Nerede kaldın peki?

Bozcaada’da doktor Emre’nin bağına çadırımı kurdum. 3 gündür oradaydım. Bana yiyecek paketleri getiriyordu (Sevgiyle gülümsüyor).

* Yolculuğa nereden ve ne zaman başladın?

22 Mayıs 2010’da, İngiltere-Yorkshire’dan, anne ve babamın evinin önünden başladı yolculuğum.

* Yoksa tek çocuk musun?

Nereden bildin? Evet!

* Hissettim. Tek çocuklar bir şekilde belli ediyorlar kendilerini... Seni vazgeçirmeye çalışmadı mı annen ve baban?

Annem “Keef, mutlu olduğun sürece hayallerinin peşinden git” dedi. Ama bir şartı vardı. 2 haftadan fazla ara vermemek koşuluyla onunla mutlaka temasa geçmem! E-mail, Skype. Böylece birbirimizi görebiliyoruz. Ama sakalımı beğenmiyor! Annem benim sekreterim oldu. Hesabımdaki para bittikçe aktarıyor. Kontrol ediyor.

Günde 150 km pedal çeviriyorum ve hiç fast food yemiyorum

* Rotanı nasıl belirledin?

Londra’dan İstanbul’a nerelerden geçerek gideceğimi planladım. Asya’ya gitmek istiyordum.

* Hangi ülkelerden geçtin şimdiye kadar?

Hollanda, Almanya, Avusturya, Slovakya, Macaristan, Sırbistan, Bulgaristan, Romanya ve Türkiye... 70 günde 4 bin 800 km yapmışım.

* Sponsorun var mı?

Yok. İstemiyorum da. Özgür olmak istiyorum. Hayatta bir kez yapabileceğim bir şeyi gerçekleştiriyorum çünkü.

* “İşi gücü bırakıp nasıl dolaşacağım, o zaman nasıl geçinirim” diye düşünür çoğu kişi... Kaç paraya mal oluyor bu gezi?

Günde 7 Euro harcıyorum. Doğuya doğru gittikçe bu harcama miktarı azalıyor.

* Bir günde 7 euro, yani 15 TL ile nasıl geçinir bir insan?

Sandığınız kadar zor değil, mümkün! Ormanda çadırımda uyuyorum. Meyve, sebze ve balık yiyorum. Yemek pişirmeyi biliyorum. Hiç fast food yemiyorum!

* Genelde bu tür bir yolculukta hız kesmemek için fast food yeneceğini düşünüyor insan...

Hayır, çok yağlı, hasta ediyor. Ben günde 6 kez sağlıklı yemek zorundayım. Çünkü her gün
120-150 km pedal çeviriyorum...

* Nasıl dinleniyorsun?

5 gün yoldayım. 2 gün dinleniyorum. Şimdiye kadar en fazla 11 saat pedal çevirdim. 210 km yaptım bu sürede.

* Böyle bir yolculuk kondisyon gerektirir. Ön hazırlık yaptın mı fit olabilmek için?

Bisikletimi seviyorum. Her zaman bisikletçiydim. Dernekler için, kendim için, spor için... Bisiklet hep hayatımdaydı. Başka bir spor dalıyla ilgilenmedim. İngiltere’de bisiklet iyi bir taşıma aracıdır. Gittikçe de bisiklet kullanan sayısı artıyor.

Güvende olmak için polisin bahçesine kamp kurdum

* Geçtiğin yerler içinde en güzeli hangisiydi Keef?

Slovakya inanılmazdı! Birçok bisikletçi burayı pas geçiyor. Özellikle kuzeyi muhteşem!

* Kendini en kötü hissettiğin yer neresiydi peki?

Romanya ve Bulgaristan! Hiç güvende hissetmedim. Romanya’da bir gece dışarıda kalamayacağımı görünce polisin kapısını çaldım. Çadırımı otoparklarına kurdum ve öyle uyudum. Ama yanıma bir görevli diktiler.

* Türkiyeye ilk gelişin mi?

Evet. Önce İstanbul’u gezdim. İstanbul’da herkes korna çalıyordu. Otobandaydım. Tek parça çıktığıma şükrediyorum. Böyle bir şey görmedim! İnsanlar çok sıcak. Herkes bana yardım etmek istiyor. Hatta bazen biraz fazla yardım etmek isteyebiliyorlar! (Gülüyor) Yalnız kalmak istediğim zamanlarda bile... Çok iyiler ve çok cömertler. Hep bir şeyler ısmarlamak, vermek istiyorlar. Herkes el sallıyor.

* İnsanların sana sempati duyması çok normal. Çoğu kişinin hayal ettiği, ama cesaret edemediği bir şeyi gerçekleştiriyorsun. Onlar da çorbanda tuzları olsun istiyor. Bazı insanlar sadece hayal kurar, bazıları bunları gerçekleştirir. Sen ikinci gruptansın, belli. Peki nasıl karar aldın?

Çalışmayı bırakma kararı en zoruydu. İşimi bırakıp hayallerimin peşinden gitmeye karar verdim. Bu geziyi 7 yıldır planlıyorum. 3 yıl çok yoğun çalıştım. Para biriktirdim. Her şeyimi satarak yola çıktım. Amacım İngiltere’den bisikletle Hindistan’a ulaşmak. Noel’de Kerala’da olmayı planlıyorum.

* Bilmediğin diyarlarda tek başına pedal çevirirken kendini çok yalnız hissettiğin zamanlar olmuyor mu? Ait olma duygusu önemli bir duygudur insanoğlunda...

Müziğim benim dünyam. Arkadaşlarım benim için parçalar seçip yükledi. Ne zaman yalnız hissetsem dinliyorum ve onları yanımda hissediyorum.

* Ya evlilik, aile...

Ben bir maceraperestim. Şu anda evlilik zor. Ama o da olacak.

* Ada’dan ayrılmadan önce, hayallerini kovalayan biri olarak son sözün ne olur?

Bence insanlar hayallerinden hemen vazgeçmemeli, peşine daha çok düşmeliler. Bu büyük hayalimi gerçekleştirmenin bu kadar kolay olduğunu tahmin etseydim çok daha önce yola çıkardım!

DİĞER YENİ YAZILAR