Yoğun gündemde bazı kategoriler belirledim: Kendisiyle çelişenler, sevgili değil finansör seçen kadınlar, işini asla şansa bırakmayanlar...
Geçen haftanın gündemine göz attığımda sivrilmeyi başarmış kişi, olay veya yapımlarla ilgili kafamda bazı kategoriler oluştu. Örneğin Burcu Esmersoy’u “Erkek arkadaşınızla birlikteyseniz cüzdana ihtiyacınız yok.” minvalindeki sözleri nedeniyle “sevgili değil, finansör seçen kadınlar” kategorisinde haftanın birincisi olarak en tepeye oturttum. Facebook CEO’su Mark Zuckerberg ise Facebook’la ilgili skandal hakkında ABD Senatosu’nda ifade verirkenki hali sebebiyle, “haftanın acınası CEO’su” oldu... Malum, her daim cool olmaya çalışan Zuckerberg’ciğin sandalyede poposunun altına yükselti koymuşlar...
Bu ikisi dışında birkaç kategori daha var ama hepsinden önemlisi “haftanın kendisiyle çelişeni”... Bu başlık altında süreklilik göstermesi muhtemel ve birinciliği göğüsleyen ismi ise Hülya Avşar... Hem de iki çelişkiyle birden... Programına konuk ettiği isimlerden çok konuşması, onlardan çok kendinden bahsetmesi, her şeyi ben bilirim, sen yanlışsın edası bir Hülya Avşar klasiği olarak varlığını sürdürüyor. Kadın erkek ilişkilerine dair yaptığı açıklamalara girmiyorum bile...
İşini şansa bırakmıyor
Projeye başladığı andan itibaren her fırsatta lafı filmine getiren Hülya Avşar’ın Selfie’sini bu sayede sağır sultan bile duydu. 27 Nisan’da vizyona girecek filmin afişi ise epey konuşuldu. Hakkında konuşulması Avşar’ın kendinden sonra en sevdiği şey olduğu için, bu sevdiği şeye kavuşmak ve dikkat çekmek amaçlı çıplaklığı seçmiş. Bir ihtimal de, otobiyagrafik ne olduğundan tam da emin değilim- filminde bütün çıplaklığımla karşınızdayım mesajı vermek istemiş de olabilir... Ancak ilk şık ağır basıyor elbette. Zaten fragmandaki “Diyorlar ki her gün gündemde, işi şansa bırakmamışım demek ki.” cümlesiyle de bu pozun nedenini açıklamış oluyor. Bana göre hoş bir afiş olmuş. Fakat şöyle de bir şey var ki, afişte 8 tane Hülya Avşar yazıyor olması fotoğraftan çok dikkat çekti. Konuşulmak için öyle bir fotoğrafa gerek yokmuş aslında ama Avşar işte... İşini şansa bırakmamış....
Rap çok saçma deyip, Rap şarkı seçmek!
Şimdi gelelim çelişkilere. Fragmanda diyor ki: “Samimiyet oynanması mümkün olmayan tek roldür”. Üzgünüm ama bu her hareketi planlı, fenomen olma uğruna yapmadıkları şey kalmayan YouTuber’lar gibi, etkileşim için Twitter’da tweet kasan ergenler gibi, ne yapsam da linç yesem -bu bir twitter jargonu- mantığıyla yaşayan biri için son derece kendisiyle çelişen bir cümle. Eline kamera alıp bakın işte bu da benim hayatım diye video çekmek samimiyet olmuyor, bunun bir ayırdına varalım... Daha önce “Rap çok saçma!” diyen Avşar’ın filmi için Rap şarkı yapması da ikinci çelişki. Konuk ettiği Ceza’ya “Aynı müzik üzerine farklı sözler yazılıyor, Rap çok saçma.” demişti ve Ceza’dan “Diğer şarkılarda da farklı müzik üzerine aynı sözler yazılıyor.” gibi efsane bir yanıt almıştı. Şimdi ise nakaratını kendi yazdığı Rap şarkıyla film tanıtımı yapıyor. Nakarat da “Sevmek, gülmek, mutlu olmak ibadettir”... Aşırı yaratıcı yani... Ben bir de şeyi merak ettim. Yazan Hülya Avşar, yöneten Hülya Avşar, senaryo Hülya Avşar, kamera Hülya Avşar, ses Hülya Avşar, ışık Hülya Avşar, mekan bile Hülya Avşar... Peki photoshop da Hülya Avşar mı? Fikir güzel de fotoğraf kalitesi kötü çünkü... Ve sıradaki şarkı MFÖ’den gelsin: “Peki Peki Anladık”...