Gazete Vatan Logo

Bizim kuşak hayal kurmayı unuttu

Gül Yanık'ın ilk romanı Cemiyet-i Aşk büyük kentlerin karmaşasında aşkı yaşamaya çalışan kadın ile erkeklerin düşündürücü ve umutsuz aşklarını anlatıyor

Bizim kuşak hayal kurmayı unuttu

2016'nın Aralık ayında çıkan ilk romanı Cemiyet-i Aşk'ta metropolde yaşanan aşkların kadınlar ve erkekler cephesinde nasıl geliştiğini kaleme alan Gül Yanık kendini aşka adayan ve karşılığını bulamayan kadınlarla, tatmin olmayan erkeklerin hikayesiyle yüzleştiriyor okuru. "Çağımız aşklarının yaşanış biçimleri, beklentiler, hayaller aslında dışarıdan göründüğünden oldukça farklı. Cemiyet-i Aşk romanında bu kadınların bekleme sürecinde neler olduğunu anlattım" diyen yazar, 80'li, 90'lı yıllardan bu yana büyük kentlerdeki aşk kavramının nasıl değiştiğini ise şöyle özetliyor. "Diğer nesilleri bilmem ama; bizim nesile ‘doğru adam’ ve ‘doğru kadın’ imgeleri deforme halde işlendi. İyi meslek, iyi eğitim, yüksek kazanç, iyi bir sosyal çevre ilişkide aranan esaslı koşullar haline geldi. Asıl aranması gereken unsurlar olan aşk, sadakat ve saygı önemini yitirmeye başladı; ‘Aşk karın doyurmuyor’ birçok kişinin duyduğu bir çıkarımdır. Halbuki herkes kendi karnını doyurabilir. Kendimiz için doğru sandığımız kişinin kafamızda yarattığımız imgeden başka bir şey olmadığını gördüğümüz anda, yüksek beklentilerimiz karşılanmamaya başlıyor ve yeni bir arayışa giriyoruz. Bu arayış hali de bir süre sonra büyük bir tükenmişliğe ve insan tüketme eylemine sebep oluyor. Büyük şehirlerde bu arayışın tüketme haline dönüşmesinin en önemli sebebi yaşam koşulları oluyor. Hayat İstanbul’da zor. Bekar bir erkek yahut kadın geçinmek için gerçekten yüksek çaba göstermek durumunda. İşte bu çaba gösterme halinde, hayata tutunma ve mutlu olma çabasında, çabanın bizi zorluyor olmasıyla birlikte hayal kuramamaya başlıyoruz. Tek başınayken hayalleri olmayan biri, ilişki yaşayacağı kişiyle nasıl hayal kurabilir ki? Hayal kırıklıkları sonunda ruhu olmayan, duygudan yoksun, yapay ilişkiler doğuyor. Günümüzdeki bu ‘ilişki yaşayamama hali’nin benim gözlemimdeki özeti bu."

Haberin Devamı

Günümüz erkekleri güvenli bölgeyi seçiyor

Aslında Lafin kadınları kullanan biri değil, güvenli bölgeden aşk için asla uzaklaşmayacak biri. Yani fazlaca pragmatik ve bencil bir adam, bu bencilliği içinde kadınları tükettiğini sanırken kendi tükenen biri. Büyük şehirlerde yaşayan kadınlar Lafin gibi erkeklerle sürekli karşılaşıyor, nasıl davranmaları gerektiğini de zaman içinde çözüyorlar. Aşkın benim için bir formulü yoktur, her ilişkinin kendine has dinamikleri olacaktır. Bir öneriden çok, yaşadığım şehrin kadınları için bir dileğim olabilir. Dilerim aşık olacakları adamlar Lafin gibi adamlar olmaz.

Haberin Devamı