Sorular Sorular...

Sorular hiç bitmez! Herkes gibi benim de çocukken girdi hayatıma sorular. “Ne zaman başlıyorsun okula” ile başlayan sorular, “okumayı söktün mü”, “ne zaman ilkokul bitecek”, “liseye giriş sınavı ne zaman”, “hangi okul”, “üniversiteye kaç sene kaldı”, “hangi bölüm”, “üniversite bitti mi”, “yüksek lisans düşünüyor musun”, “sözlün var mı?”, “nişan yakın mı”, “düğün yaza mı”, “bebek ne zaman”, “ikinci bebek ne zaman”... Ki kendi tecrübeme göre, bu “ikinciyi düşünmüyor musun” sorusu sanırım ilk çocuğa “sevgilin var mı” sorusunun vakti gelene kadar sürecek. İki çocuk sahibi olanlar sakın kurtulduklarını sanmasınlar; “bir tane daha düşünüyor musunuz” sorusunun kapıda olduğuna emin olabilirsiniz. Peki ya sonra? Merak etmeyin, bu kez de sorular çocuklar ve hatta torunlar için sorulacak.

Geç doğur geç yaşlan

Çocuk ve doğum demişken; ABD’deki Boston Üniversitesi bilim adamları, 95 yaşına kadar yaşayan 311 kadının sağlık verilerini, daha erken yaşamını yitiren kadınlarınkiyle karşılaştırmış. 33 yaşımdan sonra bebek sahibi olanların daha uzun yaşadığı ortaya çıkmış. Bir yaştan sonra doğum yapan kadınlaın 95 yaşına kadar yaşama oladılığı iki kat fazlaymış. Hele 40 yaşından sonra doğum yapanların 100 yaşını görme ihtimalinin dört kat fazla olduğu gözlenmiş. Önemli bir ayrıntı, tüp bebek gibi yardımcı tıbbi yöntemler kullanılmamış olmaması gerekiyor. Tamamen doğal olarak kadının hamile kalmış olması gerekiyor. Tabii bu haberi ilk okuduğunda insanın aklından hemen, “40’ımdan sonra bir tane doğursam 100 yaşına kadar yaşar mıyım” sorusu takılıyor. Açıkçası ben de ilk ân, eğer 100 yaşıma kadar yaşama ihtimalim artacaksa hemen bir tane doğurayım diye düşünmedim değil. Biraz konuyla ilgili biraz araştırma yapınca bu istatistiğin ana fikrinin “geç doğur, uzun yaşa” olmadığını anlıyorsunuz ne yazık ki! Geç yaşta doğum yapabilmek, uzun yaşamı sağlayan genetik bir yatkınlığa ilaret ediyormuş yalnızca. Anlatılmak istenen, geç doğumun ömrü uzattığı değil, geç doğum yapabilmiş olmanın, kadının üreme organlarının ve dolayısıyla bütün vücudunun geç yaşlanıyor olduğunun kanıtı sayılıyor. Dolayısıyla da yaşlanma hızı yavaş olan kadın, uzun yaşama daha yakın duruyor. Peki nedir bu yaşlanma hızı? 40 yaşındaki her kadın aynı yaşta olmuş olmuyor mu? Anlaşılan olmuyor! Profesör Thomas Perls, doğal yollardan ileri yaşta gebe kalabilmenin kadının üreme sisteminin, dolayısıyla tüm vücudunun yavaş yaşlandığının bir göstergesi olduğunu söylüyor. Anlaşılan, bazı kadınların biyolojik saati yavaş ilerliyor. Bu durumda, yaşıtlarına göre bazıları daha genç kalıyor. Ancak sonuçların kadınların geç bebek sahibi olması gerektiği anlamına gelmediğini belirten Peris, 40’lı yaşlardan sonra düşük riskinin 20’li yaşlardan iki kat fazla olduğunun altını çiziyor.

Haberin Devamı
DİĞER YENİ YAZILAR