“Y” ile “Z” kuşağı yetersiz ve mutsuz

Herkes artık görevi yavaşa teslim alma vakti gelen yeni nesilden şikayetçi. İş verenler, ebeveynler hatta yeni jenerasyonun kendi bile kendinden şikayetçi! Dünya genelinde durum bu, hatta bizim ülkemizde dönüşler her zaman keskin olduğundan sanırım bizde biraz daha bile vahim durum! Şu anda 35 yaş altına dünya genelinde “Y” kuşağı deniyor, bilgisayar çağının bize biraz daha geç gelmiş olduğunu da hesaba katarsak ülkemiz gençliği için daha ziyade 30 yaş altı olarak düşünebiliriz “Y” kuşağını. Çoğunlukla kendinden öncekilere göre daha eğitimli, daha donanımlı ama çalışma konusunda isteksiz, kolay vazgeçen ve bencil olarak tarif edilen bir nesilden söz ediyorum. Yöneticiler bu jenerasyonu iş yaşamında kullanabilmenin yollarını arıyorlar. Anne babalar dahi, yerlere göklere koyamadıkları çocuklarının “bir baltaya sap“ olamamasından şikayetçi. Arkadan gelen “Z” kuşağı için ise endişeler katlanarak büyüyor. Peki ama neden böyle oldu? Neden anne-babalarının tam tersi huyları olan, kendinden öncekiler tarafından daha bencil, daha umursamaz ve tembel olarak sınıflandırılan bir nesil ortaya çıktı? Motivasyon konuşmaları ile tedx starlarından Simon Sinek, uzman görüşler ve araştırmalar ışığında , bugün iletişim sorunu yaşanan yeni kuşağı mercek altına almış ve sorunların nedenlerini kurcalamış. Ben de çıkardığı sonuçları ve tavsiyelerini derleyip size sunmak istedim, belki yeni yetişen kuşaklarda aynı hataları yapmamak için kendimize dersler çıkarabiliriz.

Haberin Devamı

“Y” ile “Z” kuşağı yetersiz ve mutsuz

Çocuklarınıza bunları yapmayın!

- En baş sorumlu anne-babalar. Çocuklarına sürekli çok özel olduklarını söyleyen ebeveynler aslında kaş yaparken göz çıkarmış, özgüven verelim derken yerle yeksan etmiş oluyorlar. Çocukları istedikleri her şeyi elde edebileceklerine inandırmak, onlara yetişkinliklerinde büyük bir yıkım olarak geri dönüyor. Okullara baskı yaparak çocukların sınıflarını ayarlamaktan tutun, hak etmedikleri notları almaya yardım etmek, sırf katılımcılıklarından ötürü heveslendirme madalyaları almasını sağlamak gibi günümüzde çokça yapılan ebeveyn pompaları ters tepiyor. Artık birer yetişkin olduklarında, aslında hiç de annelerinin dediği gibi olmadıklarını gören “Y” kuşağı, yetersiz, mutsuz ve iş yaşamında kendini rahatsız hisseden bireyler haline geliyor.

Haberin Devamı

- Sosyal medya kullanımındaki kontrolsüzlük: En stresli dönem ergenlik ve bağımlılık edinme yaşı da genellikle bu döneme denk geliyor. İçki, kumar, alkol gibi dopomin kimyasalı salgılatan şeylerin kullanımında yaş sınırı olması da kontrolden çıkmaları kolay olan ergenlik çağındakileri, bağımlılıklardan korumak için kuşkusuz. Oysa sosyal medya kullanımı ve alınan beğeniler, sanal ortam arkadaşlıkları, kuvvetli dopomin salgılanmasına yol açtığı halde bir yaş sınırı yok. Küçük çocukların elinde bile tablet ya da akıllı telefonlar var. Bu da stres yönetimi konusunda sosyal medya bağımlılığına yol açıyor. İnstagram gibi mecralarda kendilerini mükemmel gösterme gayretleri aslında zayıf olan özgüvenlerini besleme çabası. Gerçek İlişkiler kurarak hayattaki stres ve zorluklarla mücadele yetisini kazanmalarına engel olan bu durum dostluklardan medet ummak yerine, beğenilerle ayakta kalmaya çalışan bir nesil yaratıyor.

Haberin Devamı

- Sabırsızlık. Elbette bu da teknoloji ile ilintili. Düşünsenize, artık dizi filmlerin sonraki bölümü için 1 hafta beklemek bile gerekmeyen bir düzen var. 1 haftada 3 sene süren diziyi bitirebilir, istedikleri saat, dünyanın istedikleri yerinden alışveriş yapabilirler. İstedikleri yemeyi yarım saat sonra getirtebilirler. İnternetten istediği şeyi anında elde etmeye alışmış bir nesilde, aslında iş hayatı için altın değerinde olan “sabır” mekanizmasının gelişmesi nasıl beklenebilir? Hemen terfi etmek istemeleri de çaba harcanması gereken ilişkilerden kaçmaları da bu yüzden. Derin hisler, mesleki tatminler, tutkular yaşayamıyorlar. Dağın tepesine hızla çıkmak istiyorlar ama aslında dağı görmüyorlar. Sabretmeyi bilmedikleri için aşkı bile dolu dizgin yaşayamıyorlar. Hep bir eksiklik içinde hissetmeleri ve bencil halleri de bundan.

Haberin Devamı

- Çevre. Yeni nesli sürekli suçlayan çevre. Oysa böyle olmaları onların suçu değil. Böyle yetiştirildiler. Şimdi çalışmaya başladıklarında onlara yardımcı olmak, işbirliği yapmak yerine sadece kendi kar oranlarını düşünen yöneticiler de suçlu. Bu gençlere sosyal iletişim kurabilme becerisinin öğretilmesi gerekiyor ve bunun için de konferans ya da toplantılarda cep telefonlarının tamamen ortadan kaldırılması çok önemli. Şirketler ve yöneticilerinin öncelikle gençlere bu güne kadar aile ve okullarında hazıra konmaktan edinemedikleri becerileri , iş yerinde öğretmesi gerekiyor. Başka yolu yok.

DİĞER YENİ YAZILAR