Hediye çöplüğü

Reklam amacıyla şirketler tarafından yollanan hediyeler ciddi para israfı.

Gün geçmiyor ki, her gün en az bir çocuğun karnını doyurabilecek maliyette ıvır zıvırı çöpe atmanın vicdan azabını duymayayım. Ne yollayana ne bana faydası olmayan şeyler her gün kargo ile kapımı çalıyor. Hepsi çok şık ama atsan atılmaz satsan satılmaz türünde insanın eline yapışan, sonra gözünü karartıp, ahlaya vahlaya, "yazık şu harcanan parayla en az 20 tane fidan dikilirdi" dedirten türden şeyler... Davetiyeler mesela, artık şık bir haber verme aracından çıkmış, kuş kondurma derdiyle, "kat kat dürüm dürüm" bir kokoşluk içinde... Üç boyutlu masal kitabı tarzı olanlar mı ararsın, matruşka gibi açtıkça içinden yeni bir numara çıkanlar mı ararsın... Sanki davetiye janjanlı olunca "Aaa aslında istemiyorum ama dur bak gideyim o zaman" diyecek insanlar. Hepsinin ortak noktası, ciddi bir para harcanmış olması. Bir bakıyorsun hop çöpe atıyorsun. Yani, keşke şunları koleksiyon yapan birileri olsa da toplasa, hiç olmasa sobada yakılsa. İçim titiriyor boşa giden paraya!

Haberin Devamı

Takvim vs. gibi hediyelikler... Ahhhh, aslında işe yarar olmaya en yakın olan grup bunlar. Hani takvim kullanılır ya da ne bileyim hediyelikler vs. insanın hoşuna gider, reklam amacıyla şirketler tarafından yollanan bu malzemeler amacına ulaşabilir gibi geliyor değil mi? Aman efendim nerde... Takvim mesela... Çoğunuza geliyordur muhakkak... Ama gelin görün ki, reklam olsun diye yapılan takvimler, her ay için fabrika görsellerini içeren can sıkıcı fotoğraflarla dolu. Yahu, niye ben sene boyu her ayın her gün sizin sanayi tipi fotoğraflarınıza bakayım? Dünyaca ünlü Pireli, otomobil lastiklerinden oluşan takvim yapsaydı bu kadar ünlü olur muydu? Çocukluğumda Vakko, bez üzerine resim baskı, iki yanı ahşap bir takvim yapardı, yeni yılın gelmesini iple çekerdim. Eşimin, şirketi için yaptırdığı takvimlere fena halde karışıyorum bu yüzden. Takvim güzel olsun, firma ismi bit kadar olsun ama en azından masa kenarında yerini bulsun istiyorum.

Plaket çöplüğü

Haberin Devamı

Bir de katıldığımız etkinliklerde verilen plaket ya da anı objesi türü şeyler var ki asıl bunlarla birlikte bir servet çöpe gidiyor. Biriktirmeye kalkarsanız da eviniz "çöp ev" olma tehlikesiyle karşı karşıya kalıyor. Bakırlar, porselenler, neler neler... Ama tam ortasında kocaman bir yazı. Yahu bunları hazırlarken hiç şu soruyu sormuyor musunuz, ortasında kocaman filanca belediyesi, feşmekan üniversitesinden bir teşekkür yazısı olan levhayı ya da tabağı kim evine koyar? Onun yerine, 10 tane fidan dikilse mesela... Ya da hiç değilse canım çini tabaklar, insanın gözüne sokulan ortası koca puntolu yazılar yüzünden çöpe gitmese de insan "aaa bu tabağı da bana şurdan vermişlerdi diye" hafızasındaki anıların eşliğinde keyifle kullansa... Tabii bir de bunların kadife muhafazaları var ki, Allah muhafaza... Onlara söyleyecek söz bulamıyorum. Sadece herkesin bilip, farkedip bir türlü dile getirmediğini apaçık söylüyorum, Allah aşkınıza promosyonlarınızı ya da tanıtımlarınızı gizli reklam gibi düşünün. Alan kişinin hoşuna gidecek, kullanılabilecek ya da hoş bir anı olacak şeyler tasarlatın. Bu kişiye özel düşünülmüş bir obje de olabilir, gezi-konser gibi bir deneyim de olabilir. Ya da , bunca masrafın bedelini, bir vakfa, kişiler adına bağışlayın. Emin olun, hiç değilse hayır dua alırsınız.

Haberin Devamı
DİĞER YENİ YAZILAR