Gazete Vatan Logo

Avrupa’nın 70 milyonluk taze gücünüze ihtiyacı var

Marka Konferansı için Türkiye’ye gelen Bob Geldof, Türkiye’nin mutlaka AB’ye üye olması gerektiğini söyledi. Geldof, “Türkiye yılda yüzde 7.5 büyüyor. Avrupa’nın 70 milyonluk bu taze ve dinamik güce ihtiyacı var” diye konuştu

Bugün başlayacak Marka Konferansı için Türkiye’ye gelen dünyaca ünlü müzisyen Bob Geldof, Türkiye’nin mutlaka Avrupa Birliği’nin bir üyesi olması gerektiğini söyledi. Yıllık ortalama yüzde 7.5 büyüyen Türkiye’nin ortalama yüzde 2 büyüyen Avrupa’ya önemli katkıları bulunacağını vurgulayan Geldof, Müslüman ve Hristiyan geleneğinin AB’de birleşmesiyle ekonomik ve kültürel patlama yaşanacağını savundu. Geldof, “Türkiye’nin mutlaka AB’ye üye olması lazım. Ekonomik ve siyasi anlamda konuyu daha fazla irdelemeye gerek yok. Avrupa’da 70 milyonluk taze, dinamik güce ihtiyacımız var” dedi.

Yapı Kredi World’ün ana sponsor olduğu Marka Konferansı öncesinde bankanın üye işyerlerine “Vizyoner olmak ya da kurban olmak” başlıklı bir sunum yapan Geldof, ilginç açıklamalarda bulundu:

PAPA DERSİNİ ALDI
* Liderler çok akıllı olmalı. Papa bu mertebeye yeni geldi. İlahiyat anlamında çok etkin olabilir ama çenesini ne zaman kapatması gerektiğini bilmesi lazım. Liderler hisleri ve duyguları kırmamalı.İslamiyet ile ilgili söylediklerinden sonra Papa hassasiyet konusunda ders aldı.

SİYASET DE DİNDİR
* Ben doğuştan katoliğim ama ateistim. Tanrı fikrinin yıldız savaşları gibi olduğunu düşünüyorum. Din de bir markadır. Bana göre bugünün dünyasında önemli olan inanç kavramını sorgulamaktır. Siyaset de bir din olarak karşımıza çıkıyor. Türkiye ve AB Birliği konusu da bu çerçevede ele alınmalı. Ampirik anlamda bakarsak Türkiye’ye ihtiyacımız olduğunu görürüz. İstanbul’dayım diye bunu söylemiyorum. Türkiye gerçekten 21. yüzyıl için fevkalade önemli bir ülke.

HEPSİ SİYASİ BAHANE
* Önümüzdeki dönemde Almanya, Fransa ve Türkiye’de seçimler var. Mutlaka diyalog, tartışma, istişare olmalı. Şu anda gündemde olan limanların açılması da tartışılmalı. Ama bütün bunların siyasi bahane olduğunu düşünüyorum. Seçim sezonunu atlattıktan sonra oturup bunların hepsini tartışmalıyız.

AKP BAŞTA KORKUTTU
* Siz solu takip edebilirsiniz, dindar veya islamcı olabilirsiniz. Ama günümüzde birçok hükümet merkezi olmak zorunda ve öyle oluyor. Bu anlamda Türkiye’de olan biten çok zarif. İslami tarafı ağır olan bir hükümet geldi. Türk insanı biraz korktu ancak Türkiye laik bir ülke. Yeni hükümet de bunu dikkate aldı. İleriye bakıyor, Türkiye’nin AB’deki geleceğine inanıyor. Bu da Mustafa Kemal Atatürk’ün ilkesidir. Bence Türkiye dünyanın en medeni uluslarından biri.

DİN FARKINI UNUTUN
* Türkiye’nin hristiyan kulübü olarak nitelendirilen AB’ye girişi mümkün mü? Müslümanlığı, hristiyanlığı unutalım. Avrupa’nın Hristiyan temelini inkar etmiyorum ama herkesin insan hakları var. Herkes istediğini söylemeli, söyledikleri yüzünden hapse girmemeli. Her ülkenin bakış açısı farklı. İtalya’nın demokrasisi ile Fransa’nın demokrasisi aynı değil. Fransa’nın demokrasisi de ABD’ninkinden farklı. Bu açıdan baktığımızda Türkiye her zaman için bir eklem oldu. Romalılar, Yunanlılar buraya yerleşti. Osmanlılar Asya’dan mı Avrupa’dan mı geldi bilmiyorum ama onlar da buraya geldi. Bu medeniyetler sayesinde sanat, mimari ve edebiyatta patlama oldu.

AB KORKMAMALI
* İslamiyet ile Hristiyanlığın AB’de birleşmesi de ekonomik ve kültürel patlama yapacak. Bunu bastıramazsınız. Bundan da korkmamamız lazım. Batı Avrupa’da güven sorunu var. Bu güven eksikliği Türkiye ile müzakelerde de kendini gösteriyor.

ATATÜRK VİZYONERDİ
* Hitler ve Stalin de birer vizyonerdi. Ama her ikisi de uç noktalarda insanlardı. Hitler insanlığa çok büyük zararlar verdi. Bence Musta Kemal Atatürk de bence çok iyi bir vizyonerlik örneğidir.

Sarhoş olun, eğlenin, sevişin
Ben tavsiye vermek konusunda iyi değilim. Buradaki insanlara ancak bir rock’n roll sloganı verebilirim: İçki için, sarhoş olun, eğlenin, sevişin.

Türkiye’deki köylüye Live Aid’i anlatmışız
Live Aid konserinden 5 gün sonra Türkiye’ye geldim. Tekne turu yaptık. Bir köye yanaştık. Beni tanıdılar, el salladılar. Bir berber ingilizce bilmiyordu ama Afrikalı kız diyerek ne yaptığımızı bildiğini gösterdi. O zaman dedim ki demekki oradaki yoksulluğu, sefaleti Türkiye’deki bir köylüye bile anlatmışız.

Nobel ödülüyle gurur duymalısınız
Nobel için tabii ki gurur duymalısınız. Edebiyat ödüllerini genelde İrlanda alır ve sadece ama sadece büyük yazarlar alabilir. Sizin kültürünüzden bir yazar hapse atılmayı göze alarak bu ödülü aldıysa mutlaka gurur duymalısınız.

Bana para veren olursa tabii ki alırım
Geldof, “150 bin dolar aldınız. Bu asgari ücretlinin 500 aylık ücretine eşit. Ne diyorsunuz” sorusuna “Bu paranın verilmesi çok saçma ama biri bana verirse alırım. Bu kadar parayı aldım, kalktım geldim Ama benden daha başarılı insanlar var” dedi.

3 kere Nobel Barış Ödülü’ne aday oldu
Afrika’daki açlık ve fakirlikle mücadele için para toplamak amacıyla 1985 ve 2005’te birçok pop ve rock sanatçısını bir araya getiren Live Aid’i organize etti. Geldof bu girişimleriyle Nobel Barış Ödülü’ne 3 kez aday gösterildi.

Haberin Devamı