Hareket sürer mi?

Merkez Bankası’nın sözlü müdahaleleri doların ateşini söndüremiyor. PPK tarihinden önce olağanüstü toplantı yapar mı? Beklenti rutin tarihinde olacağı yönünde. TCMB piyasanın gerisinde kaldığı sürece dalgalanma sürebilir. Küresel gelişmeler de cabası.

Her geçen gün finansal piyasalarda ya yeni rekorlar ya da son bilmem kaç yılın yükseklerinden söz eder olduk. Amerikan 10 yıllık tahvil getirileri geçtiğimiz hafta Temmuz 2011’den bu yana en yüksek seviyesi olan yüzde 3.1293 seviyesini test ettikten sonra yüzde 3.06 seviyesinden haftayı kapattı. 2 Ocak 2014’teki 3.0516’nın üzerindeki bir kapanış olması açısından önemli. Dolar/TL kuru 4.5054 ile rekor tazelerken, haftayı 4.4860 ile “kapanış bazında” yine tarihi zirvesinde kapattı. Ha keza haftanın ikinci yarısında 4.9108’i gören Sepet Kur da 4.8925 ile en yüksek haftalık kapanışını gerçekleştirdi. Daha da önemlisi faiz cephesi idi. 2 yıllık gösterge tahvilde Ocak 2009’dan bu yana ilk kez yüzde 17.15 bileşik getiriye çıkıldı, hafta 16.91’den kapandı.

Haberin Devamı

Bundan da önemlisi, 10 yıllık tahvil getirisinin tarihindeki en yüksek seviye olan yüzde 15.06 seviyesi, aynı zamanda hem günlük/haftalık bazda hem de tarihi anlamda en yüksek kapanış oldu. 10 yıllık tahvil getirilerinin bu seviyelere yükselmesi belki kolay; ancak bu seviyelerden geri gelmesi oldukça zor. Politika yapıcılarının bunu bir yere not etmesinde fayda var, onlara lâzım olacak.

Önceki hafta Merkez Bankası ve Cumhurbaşkanı arasında iki toplantı yapıldı. Geçen hafta da AK Parti Genel Merkezi’nde bir başka toplantı gerçekleştirildi. Tüm bu toplantılar öncesinde/sonrasında piyasalarda ‘Ha şimdi adım atılacak, ha yarın...’ beklentisi ile piyasalarda kadük düzeltmeler görüldü. Ancak bunların hemen hiçbirinden bir çözüm/adım gelmeyince yukarıda bahsetmiş olduğum yeni zirveler/rekorlar geldi. Artık toplantı yapıldı, yapılacak tarzı “sözel” diyebileceğimiz müdahalelerin sonuna gelindi. Zira bu toplantılardan somut adım çıkmayınca, bundan sonra yapılacak olanlara da piyasalar şüphe ile bakacak. TCMB “sürpriz etkisi” yaratabilecek kararların maliyet avantajını (1 dolarla 5 dolarlık etki yaratabilme) kaybetmeye oldukça yaklaştı.

Haberin Devamı

Adım atmayınca gerildi

TCMB’nin hafta ortasında “Piyasalarda gözlenen sağlıksız fiyat oluşumlarının yakından takip edildiğini, gelişmelerin enflasyon görünümü üzerindeki etkilerini dikkate alarak gerekli adımların atılacağını” kaydettiği açıklaması piyasaların yüreğine su serpse de sonrasında herhangi bir adım gelmeyince endişeler arttı. Buna bir de 35 milyar liralık yeni Kredi Garanti Fonu “imkânı”, petrol fiyatlarındaki kur ve uluslararası piyasalardaki ham petrol fiyatlarının artışını (Brent petrolü 80 doları aştı, haftayı 78.65’ten kapattı) ‘dengeleyecek’ ÖTV indirimi hamlesi eklenince (Her iki önlemin de Hazine borçlanmasının artışı yönündeki olası olumsuz etkileri göz önüne alındığında...) endişeler daha da arttı.

Cumhurbaşkanı’nın İngiltere’ye yaptığı ziyaret sırasında BBC’ye verdiği beyanatta; “Seçimi kazanmam halinde ekonomi ve para politikasında daha etkin olacağım” demesi finansın kalbi Londra’da sürpriz oldu.

Haberin Devamı

Küresel gelişmeler de hem kur, hem de faiz cephesini vurdu. Küresel gelişmeler derken aslına bakarsanız ABD 10 yıllık tahvil getirilerinden söz ediyorum. 3.12’leri de aşan 10 yıllık tahvil getirileri, Dolar Endeksi’nin (DXY) 93.83’e kadar yükselmesinin önünü açtı. Bu hafta içinde teknik açıdan kritik olan 94.20-30 bandının test edilme olasılığı artacak gibi görünüyor.

10 yıllık tahvilde kritik seviye kaç?
Türk 10 yıllık tahvil getirileri geçtiğimiz hafta yüzde 15.06 bileşik getiri seviyelerini gördü ve bu seviyeden de haftayı kapattı. 10 yıllık tahvillerin ihraç edilmeye başlanmasından bu yana en yüksek seviye. Teknik analiz olarak bakıldığında yüzde 15.60 seviyesi, 10 yıllık tahviller için çok kritik bir seviye. Bu seviyenin aşılmayacağını bekliyorum. Aşılırsa 16.50 ve 18.00 seviyeleri resmin içine girecektir ki bu seviyelerin geri çevrilmesi çok ama çok zor olacaktır.
Üstüne üstlük küresel olarak bu denli yüksek faizlerin (Arjantin ve Venezüella gibi kıyaslanmaktan bile imtina etmemiz gereken ülkelerden sonraki en yüksek faizler...) söz konusu olmadığı bir dönemde böylesi yüksek ve de uzun vadede veriyor olmak hepimiz için büyük bir yük. Yeniden tek haneye döndürmek için politika yapıcılara çok büyük görev düşüyor. Üstelik seçim sürecini de göz ardı ederek...
Dolarda rekor gelir mi?
Merkez Bankası’nın son yaptığı beklenti anketinde yıl sonu dolar/TL beklentisi 4.2220’den 4.4352’ye yükseldi. Önemli bir zıplama. Bunda cari piyasa koşullarına karşı TCMB’nın vermiş olduğu (daha doğrusu vermemiş olduğu) reaksiyonların katkısı büyük olmuşa benziyor. Yılın başında bu tarihlerde kurun 4.25-4.2750 olabileceğini, “iyi yönetilmezse” de 4.55’lerin test edilebileceğini yazmış biri olarak, sürecin çok da iyi yönetildiğini düşünmediğimi, piyasaların da benzer bir fiyatlama içinde olduğunu söylemek hatalı olmayacaktır.
Bir sonraki Para Politikası Kurulu toplantısı 7 Haziran Perşembe günü. O tarihe kadar 14 iş günü var. Olağanüstü bir toplantı yapılacak mı? Beklenti rutin tarihte bir karar verileceği yönünde. Sürenin hayli uzun olması nedeniyle piyasalardaki oynaklık artmış durumda, korkarım daha da artacak gibi.
Bono bileşiklerinin yeni yüksek/rekor kırdığı bir ortamda TCMB, piyasanın ne kadar gerisinde kalırsa, yapması gereken artış miktarı da o kadar artacak demektir. Karar anı geciktikçe, yeni yükseklerin/zirvelerin görülmesi de korkarım kaçınılmaz. Merkez Bankası’ndan olağanüstü bir faiz artışı gelirse yeni zirvelerin görülme ihtimalinin “zamanlaması” değişecektir. Artık 100-150 baz puanlık bir artış piyasaları pek kesmeyecek gibi görünüyor. Eğer böylesi bir artış yapılır; hele ki bu da “olağanüstü toplantı” ile yapılırsa dağ fare doğuracak, yeni faiz artışları konuşulmaya devam edecektir. İster olağanüstü, ister 7 Haziran’da olsun; piyasaların önüne geçecek bir faiz artışı yapılmazsa gerek döviz gerekse de bono/tahvil piyasalarındaki oynaklık devam edecek, kur ve faiz cephesine istikrar gel(e)meyecektir.

Haberin Devamı
DİĞER YENİ YAZILAR