Gazete Vatan Logo

Medya aracılığıyla değil yüz yüze konuşalım!

Irak’la ilgili tüm dünyanın konuştuğu gündem maddelerini Dizai VATAN’a anlattı. Dizai Türk Hükümeti’ne böyle çağrıda bulundu

TÜRKİYE-KBH İLİŞKİSİ
Uzaktan uzağa açıklama hoş değil

* Kürdistan Bölge Hükümeti (KBH) Türkiye’yle ilişkilerinde tam olarak neyi amaçlıyor?
İlişkilerimizin kesinlikle çok iyi olmasını istiyoruz. Zaten ben ara sıra Türkiye ziyaretlerimde, ki çoğu şahsi ziyaretlerdir, Dışişleri Bakanlığı ve Başbakanlık’taki eski ve yeni dostlarımızla bir araya gelip, sohbetler ediyoruz. Çünkü Türkiye’yle ilişkilere çok sıcak bakıyoruz. Diğer ülkelerle de ilişkilerimiz var ama Türkiye’yle resmi ilişkilerimiz ta 1991’de başladı ve kısa sürede gelişti. Üstelik bugün ekonomik ilişkilerimiz de çok gelişmiş vaziyette. Türk firmaları bizden 2 milyar dolardan fazla iş aldı. Ama siyasi yönden biraz geri kaldık. Oysa biz çok daha iyi olmasını bekliyorduk. Çünkü 1991-2003 yılları arasında Irak hükümeti vardı ve aramızdaki durum ’de facto’ydu. Ama Irak hükümetinin sitemlerine rağmen Türkiye bizimle hep görüşürdü. 2003’ten sonra ise tam tersine Kürdistan bölgesinin kazandığı bir resmiyet var. Irak Anayasası’na göre Kürdistan Bağımsız Hükümeti var. O yüzden ilişkilerimizin daha iyi olacağını bekliyorduk. Türkiye’yle KDP ve KYB temsilcilerinin görüşebilmesi gerekiyor. Türkiye bu ilişkiler için bir adım atsa, biz iki adım atacağız. Zaten bunu ekonomide yapıyoruz. Bölgemizdeki ihalelerin yüzde 85’ten fazlası Türklerin\’85 Ki Türk firmaları güzel de iş yapıyor; çok memnunuz. Ama bu ilişki daha da gelişmeli. Bakın bu sene herkes için çok hassas bir yıl. Hassasiyet 2010’a kadar da sürecek\’85 Ama bir açıklama olsun, öbürü uzaktan yanıt versin; bunlar gerçekten hoş değil. Tamam, Kerkük konusunda Türkiye’nin bir hassasiyeti var, bunu kabul ediyoruz. Ama biz bunları direkt duymak istiyoruz, medyadan değil. Belki müşterek noktalarımız çoğalabilir. Her şeyi aynı düşünmeyebiliriz, ama bunu TV aracılığıyla yapmayalım.

ÇUVAL

ABD, Kürdistan’da rahat hareket ediyor

* ABD çuval geçirmek için niye hep Kuzey Irak topraklarını tercih ediyor? Türk askerlerine Temmuz 2003’te Süleymaniye’de, İran askerlerine de geçen Cuma günü Erbil’de çuval geçirdiler?
Belki orada daha rahat hareket ediyorlardır. Bilmiyorum. Maalesef bazen bu tip yanlışlıklar olabiliyor. ABD ordusu büyük, güçlü bir ordu ama bazen bir albay ya da bir yarbay kendi kafasına göre davranabiliyor. Elini cebine sokan bir insanı bile, acaba elide bomba mı var, diye değerlendirebiliyor; her şeyden şüphe duyuyor. O yüzden de büyük bir ihtimalle merkezden habersiz, lokal komutanların o anda karar verdikleri böyle operasyonları yapabiliyorlar.

MİT’İN AÇIKLAMASI

Emre Taner, geniş perspektifi olan biri

* MİT Müsteşarı Emre Taner’in açıklamasını herkes başka türlü yorumluyor; Taner size göre ne demek istedi?
Evet, yorumlar çok ve ben de herkes gibi bir yorum yapabilirim. Şimdilik şunu söylemek istiyorum: Taner bildiğim kadarıyla önünü çok açık gören, çok geniş gören bir insandır. Perspektifi çok geniş... Tabii ülkesini seven bir insan olarak tehlikeleri görünce bu uyarılarda bulunmuş olabilir. Bence Taner, Türkiye’nin devlet politikasında bazı eksikler olduğu uyarısında bulunuyor.

K. IRAK HAREKATI

Harekata Amerika bile karar veremez

* Gül ve Büyükanıt ABD’ye yapacakları ziyaretlerde “PKK bizim güvenlik sorunumuz olduğuna göre müdahale etmek doğal hakkımızdır ve Kuzey Irak’a giriyoruz” dese... ABD de “Sizin meseleniz, Irak’la siz halledin” diye kenara çekilse... Sizce böyle bir olasılık var mı?
Tabii, ABD büyük bir güç. ABD’nin Irak’ta çok büyük bir etkisi var. Ama bugün Irak bağımsız bir ülke. Bu sadece ABD’nin vereceği bir karar olamaz. Irak’ın sınırlarının ihlal edilmesi hiç kimse tarafından kabul edilemez.

* Ama sonuçta Türkiye, “Siz bu sorunu çözmüyorsunuz, o zaman ben gelip çözeceğim” derse ne yaparsınız?
Türkiye daha önce bunu kaç kez denedi. Biz de kendilerine yardım ettik. Çünkü biz de PKK’den çok çektik. Ama sorunlar bu yolla çözülmüyor. Artık silahlar sussun; ne Türk ne Kürt kanı dökülsün; bütün sorunlar barışçıl yollarla çözümlensin. Bu belki bir af olabilir ama bunu biz söyleyemeyiz, içişlerinize karışamayız. Sadece sorulursa söyleriz. Mesela bize göre geçen yıl böyle bir ümit vardı. Fakat sonra yine ortam değişti. Aslına bakarsanız PKK konusunda hiç kimsenin, Türkiye’nin kendisine yardım etme gücü kadar gücü yok. Biz de, ABD de dahil. İlk adımı atacak olan Türkiye.

PKK KOORDİNATÖRLÜĞÜ

Türkiye Bayık ve Karayılan’ı sormadı

* PKK koordinatörlüğü’nü siz faydalı buluyor musunuz?
Türkiye’nin beş ay içinde 4 bin PKK militanını imha etme niyeti varsa, koordinatörlük tabii ki başarılı olmadı. “Haydi, gidelim PKK’yı imha edelim” diye bir plan zaten yok.

* İmha planı olmasa bile hiç değilse Erbil’deki bir hastanede sağlık kontrolünden geçen Bayık’la Karayılan’ın yakalanması sağlanabilirdi ama değil mi?
Maalesef son dönemde böyle haberler çok çıkıyor. Kimden, niye çıktığı da belli. Bu yılın sonunda Kerkük referandumu var ve Başbakan bile söyledi, “Irak meselesi artık AB’den öncelikli meseledir” diye...

* Peki hastane meselesi doğru değil mi?
Bildiğim kadarıyla böyle bir şey yok. Bunu diyenler göstersinler, gazete haberleri kanıt olamaz. Hakkımızda her gün Türkiye gazetelerinde bir sürü haber çıkıyor. Bunların hepsine her gün yanıt veremeyiz. Eğer varsa, resmi kaynaklardan duymayı isteriz.

* Ama bunu kontrol edecek olan sizsiniz; “Böyle bir şey oldu mu?” diye Erbil’deki hastaneye Türkiye mi sorar, yoksa siz mi?
Neler olduğundan haberimiz var, ama bir gazetede bir şey çıktığı zaman hemen ertesi günü bu gazeteyi yalanlayalım da demiyoruz. Türk hükümeti bize böyle bir şeyi sorarsa yanıtı onlara veririz. Ve cevabımız hazır. Ama bugüne kadar böyle bir soru soran çıkmadı.

PEŞMERGE

Göndermiyoruz

* Hangi peşmergeler Bağdat’a gidecek; Irak ordusundaki üç peşmerge tugayı mı, yoksa Kuzey’deki 110 bin peşmerge mi?
Evet, bu konu yanlış anlaşıldı. Aslında gidecek olan üç peşmerge tugayı. Onlar zaten Irak ordusuna bağlı ve Bağdat’ta görev yapacaklar. Ama Kürdistan’a bağlı olan peşmergeleri Bağdat’a göndermemiz söz konusu değil. Talep oldu, ama uygun görmüyoruz. Çünkü yıllardır biz hep Kürt mücadelesini sadece Irak hükümetiyle yaptık, ama hiçbir zaman Arap ya da Şiiler’le çatışmadık. Şu anda Irak’ın Genelkurmay Başkanı Kürt, İstihbarat Daire Başkanı Kürt, ama bunların hepsi Irak Savunma Bakanlığı’na bağlı. Fakat ne zaman peşmerge gönderirsek, onun adı Kürt olur. Biz buna izin vermeyiz.

3N+1K
KİM: Sefin Dizai, Irak’ın bir numaralı adamı değil ama “Kuzeyde Kürdistan Bölge Hükümeti”nin bir numaralı adamı olan Mesud Barzani’nin sağ kolu. Çünkü Dizai, Barzani’nin lideri olduğu Irak Kürdistan Demokrat Partisi’nin (IKDP) Dış İlişkiler Daire Başkanı. Nasıl ki babası Muhsin Dizai, bir zamanlar baba Molla Mustafa Barzani’nin en yakın danışmanı idiyse, şimdi de Sefin Dizai, Mesud Barzani’ye aynı derecede yakın. Dizai, 44 yaşında. Baas yönetiminin baskıları sonucu ailesiyle birlikte 1974’te yurtdışına çıktı. 1991’e kadar İngiltere’de yaşadı. İç mimarlık okudu. Körfez savaşıyla birlikte ülkesine döndü. Türkiye’yi ilk kez 1991’de gördü. 1992’de IKDP’nin Ankara Temsilcisi oldu. 1997’de Bursalı bir Türk kızıyla evlendi. ABD’nin Irak’a müdahalesinin ardından bir yıl boyunca IKDP’yi Bağdat’ta o temsil etti. Son üç yıldır Erbil’de yaşıyor ve Barzani’nin yabancılarla gerçekleştirdiği tüm üst düzey görüşmelerde bizzat yer alıyor. 2006’nın son aylarını Barzani’yle birlikte Bağdat’ta geçiren Dizai Kürtçe, Farsça, Arapça, Türkçe ve İngilizce biliyor.

NEDEN: Birinci elden bilgi almak için...

NE ZAMAN: 12 Ocak, Cuma günü.

NEREDE: VATAN’ın Ankara bürosunda.

KERKÜK
Bildiğiniz AKP şoven değildir

* Sizce Kerkük’teki referandum Aralık 2007 değil de mesela Eylül 2008’de olsa ne olur? Tarih konusunda niye çok ısrarlısınız?
Burada mesele halkın beklentisi. Kerkük halkı uzun yıllardır Saddam’ın Araplaştırma politikalarının kurbanı oldu ve bu haksızlığın bittiğini görmek istiyor.

* Araplaştırma meselesini herkes kabul ediyor ama...
Herkes kabul ediyor ama son dönemde maalesef abuk sabuk şeyler çıkıyor: “600 bin peşmerge Kerkük’e girdi. 100 bini silahlı. Türkmenleri katledecekler” vs...

* Ama bunu sadece Türkiye değil, ABD’li senatör John McCain de söylüyor; “Türkmenlere yönelik etnik temizlik olabilir. Kerkük seçimleri ertelenmeli” diyor?
Peki, o konuya gelelim: Kerkük’ün şu anda 1 milyon 300 bin nüfusu var. Bunun 800-900 bini merkezde yaşıyor. Şimdi 600 bin peşmergeyi götürüp Kerkük’e attığınızı düşünün; Kerkük’ün alt yapısı zaten sıfır. Kim inanır buna?

* MİT’in çektiği çadır fotoğraflarını gördünüz mü?
O çadırlar vardır; ama 600 bin değil, olsa olsa 60 bin kişi doğru olabilir. Zaten bu konuda tek bir son nokta var; o da Kerkük Irak’ın bir meselesidir ve Basra’dan Zaho’ya kadar herkes Kerkük meselesi hakkında konuşabilir...

* “Ama Başbakan Erdoğan konuşamaz” mı? Gerçi biliyoruz, siz AKP’nin kalbini kırmak istemezsiniz, ama Erdoğan’ın sözleriyle ilgili ne düşünüyorsunuz?
O sözler bir düşüncedir ama pratik açıdan bir müdahale anlamını taşıyorsa, işte o zaman bir tehdittir. Türkiye elbette önemli bir komşumuz. Irak halkının geleceğini daha iyi aşamalara getirmek için bazı şeyler söyleyebilir. Ama orada bir fiiliyattan söz ediliyorsa, biz bunu tehdit kabul ederiz.

* Sizce Erdoğan böyle bir sözü niye şimdi söylüyor? Biliyorsunuz, “Kürt sorunu vardır” dedikten 16 ay sonra “Kürt sorunu yoktur” da dedi?
Evet, önce vardır dedi, sonra yoktur dedi, ama deminki imanız doğru; bizim AKP’yle iyi ilişkilerimiz var. Biz AKP’nin şoven düşünceleri olmadığı fikrindeyiz. Daha ılımlı, daha geniş düşünüyorlar. Ama şimdi seçim meselesi olabilir, kamuoyuna yönelik olabilir, üzerlerinde baskı olabilir, birçok şey olabilir...

BUSH’UN PLANI

ABD Irak’ta bize çok güveniyor

* Bush’un Perşembe günü açıkladığı planı kimse beğenmedi; siz?
Bize göre pozitif ve pratik bir adım.

* Nasıl pratik; 20 bin yeni asker kimin işine yarayacak?
Sırf Bağdat’ın güvenliği için kullanılırsa işe yarar.

* Bush, Baker-Hamilton Komisyonu raporundan sizin için de vazgeçmiş olabilir mi?
Mesela?

* Mesela duyduğumuza göre aslında Bush’un planında bir cümleyle de olsa Kerkük’ten bahsediliyormuş ama Talabani ve Barzani devreye girerek bu cümleyi çıkarttırmış? Doğru olabilir mi?
Baker-Hamilton raporunun pek çok maddesi Irak Anayasası’na karşıydı; özellikle Kerkük meselesi konusunda. Biz bu yüzden hemen düşüncemizi ortaya koyduk. Ama bunun Bush raporunu etkileyip etkilemediğini bilmiyorum.

* ABD, Kürt dostlarını üzmemek adına Kerkük maddesinden vazgeçer mi, aranızdaki dostluk bu kadar kuvvetli mi?
Böyle bir maddeden vazgeçilmiş mi bilmiyorum, ama ABD’nin de bizim de menfaatlerimiz birçok noktada birleşiyor. Irak’ın demokratikleşmesi, federal yapısı başta olmak üzere pek çok konuda aynı düşünüyoruz. ABD’nin Irak’ta elbette herkesle ilişki içinde ama kabul etmek gerekir ki en büyük dostu Kürtler. Çünkü en liberal, en laik grup Kürtler. Bu ABD için çok önemli.

YARIN:
Bölünmüş bir Irak nasıl olur? Petrol Yasa Taslağı’nın ayrıntılarında neler var?

Haberin Devamı