Çankaya işlerine karışmıyorum ama..

Yine de ahaliyi yandan yandan uyarayım dedim.. Bu konuda tek başıma olmadığımı bilmek beni sevindiriyor.. Özellikle de vatandaşın bilinçli olması gerektiğini ilk düşünen manken Ece Hanım’la aynı fikirde olmak..

Haberin Devamı

Yine de ahaliyi yandan yandan uyarayım dedim.. Bu konuda tek başıma olmadığımı bilmek beni sevindiriyor.. Özellikle de vatandaşın bilinçli olması gerektiğini ilk düşünen manken Ece Hanım’la aynı fikirde olmak..

Halkımız bilinçli olsun.. En iyi ismi cumhurbaşkanı seçsin..”

Ey halkımız! Bu laf sanadır..

Hem de Türkiye’nin sürpriz kanaat önderi manken Ece Hanım tarafından edilmiştir.. Her kelimesi üzerine uzun uzun düşünülmüştür..

Bu laf bana değildir..

Çünkü ben, bi-hikmet-i müteal kendiliğimden bilinçlendim.. Gerçi emniyet teşkilatının da katkısı olmadı değil..

On beş, on altı yaşlarımdaydım.. Bir muzıratlıktan dolayı karakola çekmişlerdi.. Polisin biri kafama sopayı bir ekleştirdi..

O saat bilincim açıldı..

***

O gündür, bu gündür bilinci açık gezerim.. Psikolojimiz de düzgündür elhamdülillah..

Bizim zamanımızda anaların babaların işlerine karışan psikologlar yoktu..

“Aman çocuğa ilişmeyin.. Psikolojisi bozulur..” diye yol kesmediler..

Bizim psikolojimizin bozulmaya başladığını analarımız, babalarımız göz kestirimi bilirdi..

Tokadı ekleştirdiler mi psikolojimiz anında düzelirdi..

Mahalli psikiyatri bilimi, bu uygulamayı “Sen seni bil sen seni.. Sen seni bilmezsen eğer patlatırlar enseni..” şeklinde formüle etmiştir..

Çevreyle uyumludur..

DİKKATLİ OLUN..
Hem psikolojik hem de bilinç açısından hiçbir eksiğim olmadığı için manken Ece Gürsel’in “Halkımız bilinçli olsun.. En iyi ismi cumhurbaşkanı seçsin..” şeklindeki uyarısını üzerime almıyorum..

Hem o lafta yanlış bir şey olsaydı Hıncal ağabeyim müdahale ederdi..

“Türkiye’nin en bilinçli ve kültürlü kızlarından..” diye takdim ettiği manken Ece Hanım’ı siyaset meydanlarında yalnız bırakmazdı..

Bu hikmetli sözü iyice inceleyeceğim..

Ahaliden (askeriyeyi değil özellikle başıbozuk tabir edilen sivilleri kastediyorum) laf anlamazların kafasına tokmak gibi çakacağım..

Mahalli psikiyatri biliminin bir numaralı uygulaması olan “Sen seni bil sen seni.. Sen seni bilmezsen eğer patlatırlar enseni..” formülünün siyasetteki karşılığı birlik ve beraberliktir..

Ahali, çobansız kaldığında davar gibi sağa sola dağıldığından ne zaman “birlik ve beraberlik” içinde olmamız lazım geldiğini büyüklerimiz söyler..

Burada amaçlanan bir koyun sürüsü gibi birbirimize sokulu vaziyette durmamız, çevrede dolaşan kurtlara sürüden kimseyi kaptırmamamızdır..

***

Teşbihte hata olmaz derler..

Burada çoban bizzat cumhurbaşkanıdır.. Sürüyü o güder.. Elindeki sopa askeriyenin “savunma gücünü” temsil eder..

Kamu hayatındaki medyanın işini de bu örnekte çoban köpeği yapar..

Devamlı havlar, kafasının dikine giden davarları yönlendirip, sürüyü “birlik ve beraberlik” içinde tutar..

LAFI İYİ ANLA..
Manken Ece Gürsel’in işaret ettiği “Halkımız bilinçli olsun..” uyarısının hikmeti buradadır..

Burada halktan istenen “Kafana göre bir cumhurbaşkanı seç bakalım, tutacak mı?” icraatı değildir..

Bilinçten kasıt, gözünü çobandan ayırma uyarısıdır..

Nitekim “En iyi ismi cumhurbaşkanı seçsin..” sözleri bu uyarıyı tamamlar..

Bir kere daha tekrarlıyorum..

Biz halk olarak kıpraşmadan duracağız.. Cumhurbaşkanının gözünün içine bakacağız.. O düşünecek, taşınacak..

“Benden sonrası için en iyi isim budur.. Söyleyin halka bunu seçsinler..” diyecek..

Gerçi bizde cumhurbaşkanını halk seçmiyor..

Meclis seçiyor. Meclis’e de kimin girip çıkacağına iki kişi karar veriyor.. Biri ampul partisinin başkanı, öbürü kazıklı partinin başkanı..

Demek ki bu iki lider ya kafa kafaya verip bir isimde anlaşacak.. Veya Meclis’teki kelle sayısı kimin daha fazlaysa onun dediği olacak..

***

Şimdi dikkat edin.. Bayan Ece’nin “bilinçli olsunlar, canımı yesinler..” deyip, uyardığı halkımıza en zor görev düşüyor ki bu olmazsa demokrasi de olmaz..

Bir veya iki kişi tarafından seçilen cumhurbaşkanını alkışlamak..

Kuvvetli alkışlayacaksın ki sürünün çevresinde dolanan aç kurtların yüreğine korku girsin..

Öbür türlüsü, yani sürüyü başıboş bırakma halinde, herkes kafasına göre çoban arar.. Demokrasi şey olur..

ÇİVİ GİBİ İSİM..
Temsil benim şahsi adayım, kıymetli sanatkârlarımızdan Kahtalı Mıçı beydi..

Ağır ve oturaklı görüntüsü, hilkaten gelen heybetli bakışı, lafını sözünü bilmesi, girdiği her ortama uyabilmesi ile ondan daha uygununu düşünemiyordum..

Üstelik ismi ağız dolduruyordu..

Bakın bu isim meselesi de önemlidir.. Yarın bakarsınız, adı incik, boncuk gibi olan birini seçmişler.. Hiç olmaz..

Söz gelimi adı “Okşan..” olan birinden katiyen cumhurbaşkanı olmaz..

Öbür memleketlerin devlet başkanları kakara, makara yaparlar..

Oysa “Kahtalı Mıçı” gibi ağız dolduran bir isim öbür devlet başkanlarının yüreğine korku salar..

Sözcükler ağzından inşaat çivisi gibi çıkıp “Selamınaleyküm ekselans.. Ben Kahtalı Mıçı” dediğinde, karşısında kim olursa olsun etkisinden dingilder kıçı..

Bireysel olarak önerebileceğim bu kadar kuvvetli bir isim varken, sırf birlik ve beraberliğimiz şey olmasın diye susuyorum..

Bir sonraki cumhurbaşkanını seçme işini, yakında mecburi hizmetini bitirecek olan şimdiki cumhurbaşkanına bırakıyorum..

***

Yakında kara gözlüklü, kara tişörtlü, kara sakallı, kara vicdanlı yönetmen Sinan Çetin’in “Cumhurbaşkanı” filmi vizyona girecek..

Orada yönetmenin kafasına göre seçilen bir cumhurbaşkanının neler yapabileceğini göreceksiniz..

Film Sayın Demirel’e de seyrettirilmiş.. Demirel filmi seyrettikten sonra “Söyleyin Selahattin’e.. Seçimlere karışmasın..” demiş..

Oyunculuğum hakkında bir yorum yapmamış..

O bakımdan karışmıyorum.. Bu yazıyı da bilincinizi takviye için yazdım zaten.. Gerisi sizin işiniz..

“Geçinemeyene dokuz koca, laf anlamayana dokuz hoca az gelir..” derler.. Bana ne?

DİĞER YENİ YAZILAR