Dünyaya açılmak bir hayal değil

Müzik yolculuğun nasıl başladı? Bu güne kadar neler yaptın?

Müzik yolculuğum tam olarak altı yaşımda anne ve babamın bana piyano dersi vermeye karar vermesiyle başladı. Henüz okumayı yazmayı bilmiyorken renkler ile notaları öğrenip, haşır neşir oldum. Birinci sınıftayken elli kişilik bir sınıf korosunu yönetiyordum. Galiba içimde vardı bu. Liseye girdiğimde hemen bir band grup kurdum. Daha sonra konservatuvar sınavlarına girdim ve kazanamadım. Zaten mimarlığı kazanmıştım, konservatuvarı elimin tersiyle itip bir şekilde mimarlığa devam ettim. Daha sonra “Ladies & Gentleman” diye bir müzikal koroya katıldım ve daha üniversitenin ilk yıllarında Kuruçeşme Arena’da Sezen Aksu’larla sahne alma fırsatı buldum. 2011’de O Ses Türkiye’ye katıldım. Ondan sonrası hala devam eden bir serüven…

‘Yatıya’ şarkısında vermek istediğiniz mesaj neydi? Nasıl tepkiler alıyor?

Fark ediliyor bir kere. ‘Yatıya’ şarkısında da vermek istediğim net bir mesaj var aslında. Bu benim yaşam biçimimle alakalı. Benim olaylara ve karşı cinse verdiğim duygusal reaksiyonlarla bir alakası var bu şarkının. Her şarkımda olduğu gibi… “Hadi ya gel kalbime yatıya” bir çağrı cümlesi aslında. Öncelikli olarak bir kadının da sevdiği erkeği özgür bir biçimde hayatına davet edebileceğinden bahsediyorum. Yine aynı zamanda yatıya bir misafirperverlik cümlesidir. Gerçekten çok güvendiğiniz, sizi daha önce mahremine almış olan insanların evlerinde yatıya kalabilirsiniz. Aile ve arkadaşlarımızın evinde yatıya kalmak, bizim kültürümüzde, örf ve adetlerimizde var.

KİMSEYİ TAKLİT ETMEM KİMSE GİBİ DE YAŞAMAM

Yapmam dediğiniz neler var?

Denenmişi asla denemem. Yani taklit etmem. Bilerek ve isteyerek ne kadar kıskansam da ne kadar imrensem de bir eserin ya da herhangi bir durumun gidip aynısını yapmam. Özgün olmakla ilgileniyorum, özgün olmaya çalışıyorum. Derdim kendimin en iyi versiyonuna ulaşmak. Dolayısıyla zaten bir başkasını taklit edecek zamanım yok. Kimse gibi olmak istemiyorum ama idollerim, hayran olduğum, müziğimi şekillendiren, kişiliğime yön veren insanlar var. Ama hiç biri gibi olmayı istemedim, hiç biri gibi de yaşamıyorum.

Müzik dışında nelerle ilgilenirsiniz? Başka projeleriniz var mı?

Müzik dışında en çok ilgilendiğim şey spor ve arkadaşlarım. Spor, hayatımın çok büyük bir odağı... Sabah benim mesaim de spora gitmekle başlıyor. Bir yurt dışı projesi var. Bir kere zaten ‘Kibir’i Yunanistan’a sattık. Yunan rap yıldızı var; Bo ve Yunan sanatçı Georgia Kibir’i çok seviyorlardı. Benden istediler ben de memnuniyetle verdim. Kibir aynı aranjmanla, sadece üzerine yeni Yunanca sözler yazılarak düzenlenecek. Ama ülke sınırlarını çok yakın zamanda aşacağım haberini verebilirim.

SANATTA ESAS OLAN ŞEY ÖZGÜNLÜK, DENENMEYENİ DENEMEK...

Rakipleriniz arasından nasıl ayrılmayı düşünürsünüz?

Sanatta esas olan özgünlüktür. Yapılmayanı yapmaya, denenmeyeni denemeye çalışıyorum.

Hedefleriniz ne?

Dünya listelerinde yer almak. Artık zor değil bu eskisi kadar ütopik bir hayal de değil. Benim için çok sağlam ve ulaşılabilir bir hedef. Dolayısıyla her gün onunla ilgili planlar içerisindeyiz. Ve zaten güzel sonuçlar elde edeceğim bir aya giriyorum. Sürprizler bol. Zamana yenilmeyen, kalıcı bir yıldız olmak istiyorum.