Gazete Vatan Logo
Fenerbahçe Obradoviç: Önce Real sonra final

Obradoviç: Önce Real sonra final

Fenerbahçe’yi üç yıl üst üste Final-Four’a taşıyan coach Zeljko Obradovic, çok özel bir röportaj verdi. Tecrübeli teknik adam, Play-Off, Final-Four ile ilgili düşüncelerini ve İstanbul’daki hayatını anlattı.

Obradoviç: Önce Real sonra final

İşte Zeljko Obradovic'in açıklamaları:

Öncelikle seriyi nasıl değerlendirirsiniz?

Takımı en iyi şekilde hazırlamaya çalıştım. Bizim için önemli olan tam kadro olarak hazırlanabilmekti. Sezon içinde bir sürü sorun ve sakatlık yaşadık. Sonunda normal bir şekilde antrenman yapma fırsatı bulmuştuk. Sonra da rakibi düşünmeye başladık. Rakibimiz Panathinaikos olmuştu ve bu benim için de zor bir durumdu. Panathinaikos benim için çok fazla anlam ifade ediyor. Ve tabii biliyorduk ki Atina’da 2 maç oynayacağız, salon her takım için zor. Ama serinin kilidi bizim kendimize güvenmemiz ve kaliteli bir takım olduğumuza inanmamızdı.

Serinin kırılma anı neresiydi sizce?

Savunma yapmaya başlamamız oldu. Savunma yapınca hızlı hücumlardan kolay sayılar bulduk. Topu paylaştık, topu hızlı çevirdik. En önemli şey, iyi antrenman yapabilmemizdi. Bu seriye erkenden hazırlanma fırsatı bulabildik. Bir de Gaziantep maçı var. Akıllarımız, Panathinaikos maçındaydı ve Gaziantep’e karşı sadece bir gün hazırlandık. Bu yüzden ilk yarıda 24 sayı geri düştük. Benim için hayati olan şey, soyunma odasından gelip 24 sayılık farkı kapadık. Taraftarımız da takıma çok yardım etti. Bize güç verdiler ve reaksiyon gösterdik. Tabii Panathinaikos maçı öncesi çok pozitif bir durum oldu. Atina’da da 16 sayı geri düştük ve benzer bir reaksiyon gösterdik. İkinci yarı onlara sadece 18 sayı imkanı verdik. Ve büyük bir güvenle oynadık. Benim için en önemli şey buydu.

Haberin Devamı

'Demek ki oyuncularım iyi oynamış'

Kariyerinizde 17 Play-Off serisi oynadınız ve bunların 16’sını kazandınız. Bu zamanların uzmanısınız. Play-Off mu, tek maç mı tercih edersiniz?

Turnuvanın formatı bu. Senin de söylediğin gibi 16 defa benim oyuncularım kazandı. Her zaman önemli olan oyunculardır. Ben değil, onlar kazandı. Bu zamanlarda demek ki onlar da iyi oynadılar. Bir kez daha Final-Four’a kaldık. Farklı olan şey, Play-Off’ta bir takımı en az üç kere yenmek zorundasınız. Ki bu kolay bir şey değil. İki takımın da hazırlanmak ve çalışmak için fırsatı oluyor. Final-Four’da ise tek maç oynuyorsunuz. Play-Off ve Final-Four çok farklı şeyler.

Haberin Devamı

Normal sezonda beklenmedik yenilgiler aldınız. Sizi en çok üzen maç hangisiydi?

Başlangıçta, farklı sebeplerden dolayı kötü oynadığımız birkaç maç oldu. Özellikle Baskonia deplasmanını çok kötü oynadık. Bu zamanlarda mazeret belirtmeyi sevmem ama mesela İspanya ile aramızda iki saat fark oluştu. Bu çok önemliydi. Maça başladığımızda, Türkiye’de saat gece 11.00’di. Bu normal bir şey değil. Sonra Darüşşafaka’ya karşı çok kötü bir maç oynadık. Hatırlamak istemediğim günlerdi. Sezon içinde bu tip iniş çıkışlar normal. Ama 23 maçı bir ya da daha fazla eksik oyuncuyla oynadık. Bizim takımda, bir kişi bile olmazsa sorun oluyor. Ama bazı maçlarda üstesinden gelebildik, bazılarında gelemedik. Sonuçta hedefimiz Final-Four’du ve üst üste üçüncü kez buradayız. Baktığımızda şu ana kadar gösterdiğimiz performans beni tatmin etti.

'Zorunda olmayı' sevmiyorum'

Berlin, İstanbul gibiydi. Bu yıl Final-Four İstanbul’da. Sizin için farklı bir anlam ifade ediyor mu?

Haberin Devamı

Hayır. Kesinlikle hayır. Bu çok önemli. 3 yıldır Final-Four oynuyoruz. Final-Four, Final-Four’dur. Nerede oynarsan oyna. Bazıları üzerimizde baskı olmasını istiyor. ‘Final-Four İstanbul’da ve mutlaka katılmalıyız’. Hayatta mutlakalar olmamalı. Buna inanmıyorum. Ne yapalım Final-Four’a kalamazsak ölelim mi. ‘Bunu yapmalısınız’ demek yanlış. Zorunda olmayı sevmiyorum. Bu benim umurumda değil. İstanbul olması bizim için bir şey değiştirmez. Biliyoruz ki burada bizim taraftarlarımız olacak. Ama diğer kulüplerin de taraftarı olacak. Bütün dünyadan insanlar buraya gelecek. Benim için, İstanbul’un, Berlin’den ya da Madrid’den bir farkı yok.

'Kiminle yediğin önemli'

Panathinaikos’a ilk imza attığınızda, Atina’da iki yıldan fazla kalacağınızı tahmin etmediğinizi söylemiştiniz. Ama 13 yıl kaldınız. Aynısı İstanbul’da da olabilir mi?

Ben hiç geleceği düşünmedim. Bu, Panathinaikos ve çalıştırdığım diğer kulüpler için de geçerliydi. İki yıllık kontrat imzaladım ve biliyordum iki yıl burada çalışacağım. Sonra bu kontratlar tekrarlandı. Aklımda böyle bir düşünce yok. Aslında gelecek ile konuşmak yok. Benim için gelecek kavramı, önümüzdeki ilk lig maçı. Şu an aklımda bu var. Gerisini yaşayıp göreceğiz.

Haberin Devamı

Favori yemeğiniz?

Her zaman balık. Ve deniz ürünleri. Benim ülkemde ve Yunanistan’da genelde et yerler. Bu bir gelenek. Türkiye’de de böyle. Ama benim için önemli değil. Aslında benim için önemli olan, yemekte kiminle zaman geçirdiğiniz. Yemek araçtır sadece, önemli olan kiminle yediğinizdir. Yemekte iyi vakit geçirmek bence herşeyden önemli.

Favori mekanınız?

Bizim buralarda çok güzel restaurantlar var. Avrupa yakasında da var. Ama isim vermek istemiyorum, reklam olmasın. (Gülüyor)

Favori semtiniz?

Bu bölge çok güzel. Fenerbahçe’de oturuyorum ve Ataşehir. Avrupa yakasında ise Bebek ve Etiler’i seviyorum.

Favori taraftarınız? Çünkü çoğunun salondaki koltuğu aynı. Aranızda iletişim oluyor mu?

Tabii ki oluyor. (Gülerek) Mesela tam arkamda oturan genç bir taraftar var. Sürekli bana ilk beşi soruyor. Erdinç var mesela. (Saha içi koltuklarda en önde ve ortada oturuyor).

O sadece burada değil, bütün deplasmanlarda da bizimle. Bizden biri oldu. Taraftarlarımızın bize gösterdiği sevgiye büyük saygı duyuyoruz. Her bir taraftara büyük saygı duyuyoruz.

Maç içinde çok stresli oluyorsunuz. Hatta renginiz kıpkırmızı oluyor. Bu stresle nasıl başediyorsunuz?

Ailem ve arkadaşlarım var. Maçtan sonra onlarla beraber oluyorum. Hiç maç konuşmuyorum. Bir de sağlığıma dikkat etmeye çalışıyorum. Fırsat buldukça koşuyorum. Yediğime, içtiğime dikkat etmeye çalışıyorum. (Gülerek) Tabii ki konuşurken kolay ama bunu hayata geçirmek kolay değil.

(Fanatik)