TEBRİĞİ sona saklamak niyetinde hiç değilim. “Basketbol” diye yazılanı Pınar Karşıyaka diye okutan takıma helal olsun. Başından sonuna kadar hak etmek buna denir. 28 yıldır hasret olduğu kupayı almaya, gerekirse de sahada ölmeye gelmişti Pınar Karşıyaka dün gece Abdi İpekçi Arena’ya.SERİNİN 3-1’e gelişinden sonra Anadolu Efes Coach’u Dusan Ivkovic’in “3 maçı da kazanıp şampiyon olacağız” açıklamasından ben bile etkilenmiştim oysa ki. Ancak dünkü maçın geçen her dakikasında bu açıklamayı yaptığı için duyduğu pişmanlığı en az kendisi kadar hissettim.AYNI LEZZETTE OLMUYOR!BASİT bir denklem; önce tutup sonra atacaksınız. İzmir ekibi tutu, attı, kupayı da kaptı. Ama bir taraf için keyif olan oyun diğerinin eziyetine dönüştü. Çünkü tutmak, tuttuğunu atmak öyle yazıldığı kadar kolay okunmuyor sahada. Un, süt, şeker, yağ bir araya geldiğinde helva oluyor da her helva aynı lezzette olmuyor işte!UFUK Sarıca yıllarca yoğurdu bu takımı. Takviyeleri takıma her zaman güç ve izleyen için de tat kattı. Seri boyunca hakem kararları sebebiyle aldığı galibiyetlere yapılan (zaman zaman haklı bulduğum) eleştirileri son maçtaki basketboluyla bir kalemde sildi. Türkiye Basketbol Ligi normal sezonlarında yaptıkları zaten ortada. Son birkaç yılda ligde play-off’lara kattığı renk, Türkiye Kupası yarı finali ve şampiyonluğu, Avrupa’da çeyrek finali ve ikinciliği...BÖYLESİNİ İZLEMEDİM...ADIM adım geldi, en tepeyi de sonuna kadar hak etti. Ben uzun zamandır bu kadar arzuyla basketbol oynayan bir takım görmemiştim, Karşıyaka’yı izlemek adına enerji, zaman, emek everen herkesin her dakikasına sonunda kadar değdi. Ufuk Sarıca ve ekibine, sahada ter döken basketbolcuların her birine, desteğiyle bu takıma güç veren taraftara kısacası az çok fark etmez emeği geçen herkese, basketbolu çok seven biri olarak gönülden teşekkürler.