BİR yanda F.Bahçe diğer tarafta G.Saray. Sezon başı itibarıyla dengesini bulamamış ancak Euroleague’deki Olmpiakos galibiyetiyle moral bulmuş G.Saray’la, Bogdanovic’in yokluğu ve yorgunlukla düşen motivasyonuyla 2 yenilgi alan F.Bahçe karşı karşıya.BAŞTAN sona F.Bahçe için değişen bir şey yoktu sahada. Bu nedenle kazandılar zaten! Vesely maç başında alev alevdi. G.Saray da yüksek yüzdeli başlangıçla etkiliydi. F.Bahçe çemberde ne kadar ısrarlıysa G.Saray da yüksek yüzdelerin etkisiyle dışarıda kalmakta ısrarcı davrandı.İLK yarıda sarı-kırmızılılara skorda aradığını veren 3 sayı isabetleri, 2. çeyrek sonunda düşmeye başlayınca kriz sinyalleri de çaldı. Hücumda ritmini kaybeden Cimbom savunmada da SOS vermeye başladı. Oyunu çembere yığmaktaki ısrarından ödün vermeyen ev sahibi, 3. çeyrekte kontrolü tamamen kaybeden konuk ekibe üstünlük kurmakta gecikmedi. Farkın açılmasıyla motivasyonu düşen G.Saray 7 sayı bulabildiği 3. çeyrekte uzaklardan attı da attı ama tutturamadı. Fenerbahçe soğuk duş aldıran 2 Avrupa mağlubiyeti sonrası toparlanma, motivasyon kazanma adına belki de en hedef maç olan G.Saray’a karşı yapması gereken ne varsa sahaya yansıttı.OBRADOVIC’İN öğrencileri derslerini iyi çalışmıştı ve hak ettikleri bir galibiyet aldı. G.Saray cephesindeyse Olympiakos galibiyetinin unutturmaması gereken sorunlar 1 maç yani 2 gün arayla tekrar su yüzüne çıktı. Çember altında hissedilen sıkıntı, Sinan’ın müthiş eforuna rağmen Dentmon’ın yetersiz kaldığı bir tabloyla mağlubiyete davetiye çıkardı.ARTIK KABAK TADI VERİYOR!Kağıt üzerinde yalnızca bir lig galibiyeti olsa sa psikolojik olarak kıymeti tartışılmaz bir maç oynandı. Kazanan Fenerbahçe derin bir nefes aldı.ALTINI çizmeden geçemeyeceğim bir konu var. F.Bahçe taraftarının Göksenin’e tezahüratları sonrası yaşanan diyalog ve gerilen ortam! Sonra elden ele gezen mikrofonla tansiyon düşürme çabası. Renklere zerre kadar takılmadan söylüyorum; bazı takım taraftarların rakibin belli oyuncu ve antrenörlerine yaptığı sabit agresif muamelenin karşılığı artık kabak tadı.