Kulüplerin durumuna bakalım.. Dört Büyükler açısından saflar net belirlenmiş: Aziz Yıldırım ve diğerleri..Bu tarz gıllı gışlı seçim aksiyonlarını seven Aziz Yıldırım, Brüksel’de hiç ortada yoktu.. Telefon trafiğiyle insanları yönlendirmeye, “Mahmut bıraktı, Göksel geliyor” diye yol göstermeye çalışıyordu sadece.. Bütün temaslar onlarca gözün önünde gerçekleştiği için, herkesin aklında “Gümüşdağ’ın arkasında yoksa Başbakanımız değil de Aziz Yıldırım mı var?” şüphelerini oluşturdu bu tablo..ÇOCUKLAR İNANMAZBence herşey umduğu gibi gitse dahi Gümüşdağ’ın önündeki en büyük engel bu “Aziz Yıldırım’ın yakını” imajıdır.. Çünkü Aziz Yıldırım ismi birini koltuğa getirirken etkili olur, ancak görev süresinde adamın etini örseler.. Gümüşdağ’lı yeni formülün bir Yıldırım projesi olduğunu düşündürten bir sebep de şu:Eğer bu kompozisyon Aziz Bey’in işine gelmese, çoktaaan Brüksel’i gelip karıştırırdı.. Hentbol Federasyonu’nun seçimine bile karışan bir kongre uzmanının futbola böyle mesafeli durduğuna çocuklar bile inanmaz..‘Ötekiler’ Gümüşdağ’a karşı-Ya diğerleri? Gariptir, görev süresi boyunca F.Bahçe yüzünden Özgener ile en fazla itişen Üç Büyük kulüp bir hale oluşturmuş durumda.. Şunları söylüyorlar:-Trabzon çok net: “Özgener ya kalacak ya kalacak! Gümüşdağ, F.Bahçe’ye çok yakın.. Onu kesinlikle istemiyoruz..”-Beşiktaş çok net: “Özgener kalmalı.. Gümüşdağ olmaz..”-G.Saray biraz daha ‘bekle-gör’cü olmakla beraber Ünal Aysal’ın ilk kriteri belli: “F.Bahçe’ye yakın gözüken bir adayı desteklemeyiz..”3 kulübün de tek muhalefet şerhi var: “Bu söylediklerimiz, Başbakanımız bizi arayıp ‘Göksel’e yol verdim’ dediği anda geçersiz olur..”Kısacası Başbakanımız direkt olarak federasyon seçimine müdahale etmediği takdirde F.Bahçe Gümüşdağ’ın yanında yer alır.. Beşiktaş, G.Saray veTrabzon ise karşısında..Özgener giderse Ulusoy gelebilirFederasyonu dizayn edip Gümüşdağ’ı başkan yapmak isteyenler var ama onları bir sürpriz bekliyorKİ günlüğüne gittiğim Brüksel’de çok net müşahade ettim ki, Türk futbol siyaseti haziran sonundaki Futbol Federasyonu Seçimi’nin sath-ı mahaline girmiş durumda.. 4 darbe, 5 cunta görmüş değerli meslek büyüğümüz Hasan Cemal’in dahi, bu dünyaya hayli mesafeli olmasına rağmen dikkatini çekmiş bu hareketlilik (Dünkü Milliyet).. Ve doğru notalara basmış Hasan Abi.. Siyasetin bu işin neresinde olduğunu sorguluyor.. Ben de meseleye aynı açıdan bakıp son durumu analiz etmek istiyorum.. İşte benim gözümden Brüksel izlenimleri:-Federasyon ve kulüp yöneticilerinin konakladığı eski adıyla Hilton, yeni adıyla The Hotel’de kaldık.. Demode ve kasvetli bir lobisi vardı.. Ve günün her saatinde o lobide, Brüksel Meydanı’nda ve hatta Haagen Dazs dondurmacısında bile seçim kulisi yapıldı.. Maç kimsenin umurunda değildi..Küçük kulüp yöneticilerine hayran kaldım:) Mahmut Özgener’i gördüklerinde “Başkanım bizi bırakmıyorsun değil mi? Biz senden dürüstünü görmedik” diyorlardı.. 2 saat sonra Özgener bırakırsa onun halef adayı olan İstanbul Büyükşehir Belediyespor’un başkanı Göksel Gümüşdağ kendilerinden destek istediğinde ise “Ne demek başkanım! Sizden iyisini mi bulacağız?” diye ayar çekiyorlardı.. En akıllı adamı bile yoldan çıkaracak kaygan bir zemin burası.. Bunları söyleyenler seçimde oy kullanacak delegeler.. Demek ki, haziran sonuna kadar bu köprünün altından çok su akacak..Başbakanımız müdahale edecek mi?-Siyaset bu işin neresinde?Ben Hasan Abi (Cemal) gibi düşünmüyorum.. Tamam, Gümüşdağ Başbakanımız’ın ailesinden.. Tamam, Başbakanımız’ın biraderi Mustafa Erdoğan bu çevrelerde çok gözüküyor.. Tamam, AK Parti’ye yakın kulüpler Gümüşdağ’ın etrafında kümelendi..Ancak bunların hiçbiri Başbakanımız’ın Özgener’i göndermek isteyip, yerine Gümüşdağ’ı atadığına delalet etmez.. Bence Başbakanımız işin içinde değil.. Zaten seçime 7 gün kalmış, federasyon ile mi uğraşacak! Ayrıca uğraşsa K.Paşa’yı ligde tutar, Rize’yi Süper Lig’e çıkarırdı.. Ya da Trabzon ve Bursa’da oluşan tepkiyi doğuran gelişmelere müdahil olurdu..Kaldı ki, zamanında kendisine bayrak açan Haluk Ulusoy’a karşı bile topa girmeyen Tayyip Erdoğan neden böyle bir bumerangı havaya fırlatsın şimdi? Gördüğüm kadarıyla ne Özgener’e “git” dedi, ne de Gümüşdağ’a “gel..” Eğer Başbakanımız bu işin içinde yok ise bir bardak suda niye fırtına koptuğunu da anlayabilmiş değilim.. Kaldı ki, Tayyip Erdoğan “Mahmut kalsın” veya “Göksel başkan olsun” dese herhangi bir kulübün muhalefet edebileceğini de sanmıyorum..Federasyon otelinde kulis!-Mahmut Özgener, yakın dostu Göksel Gümüşdağ’ı kendisinden sonraki başkan olarak belirlemiş.. Gümüşdağ’ın kriteri ise net: “Mahmut Abi varsa ben yokum.. Ama o bırakırsa başkan adayıyım.. Gencim, güzelim, bu göreve de talibim..” Tabii gençlikten kaynaklanan bir acelecilikle kulislere erken avdet etti.. Örneklendireyim:-Hasan Doğan’ın cenazesi sırasında Özgener’i başkan yapmaya çalışanları nasıl eleştirdiysem (07.08.2008), Özgener henüz bırakma kararını kamuoyuyla paylaşmadığı halde “Bana oy verin” diye diplomasiye başlayanları da aynı şekilde eleştiriyorum.. Özgener ile Gümüşdağ kendi aralarında ne konuştular bilmiyorum, ancak Gümüşdağ gayet aleni biçimde başkanlığa oynuyordu Brüksel’de! Hatta Milli Takım’ın kampını bile ziyaret etti.. Kulüp delegeleriyle resmi temaslarda bulundu..-Acelesi neydi anlamadım.. Çünkü anlatıldığı gibi “Ankara rüzgârı”nı arkasını almışsa, maç günü, federasyon kampında oy avcılığı yapmaması gerekirdi.. Eğer ki hakiki bir güç merkezi ise, kimseyi kovalamasının gereği de yoktu..Şu detay benim için önemli: Maçtan 2 saat önce The Hotel’in lobisinde bilet işlerinden sorumlu federasyon görevlisi Emrah’ı öyle bariton bir “Emraaah” tonuyla çağırışı, Emrah’ın da “Buyrun başkanım” diye koşturması vardı ki, yanımdaki meslektaşım espriyi patlatıverdi: “Ohooo, bu Göksel çoktan başkan olmuş bile!”-Özgener’den sonraki dönemi dizayn eden veya etmeye kendini mezun gören kişilerin şunu öncelikle bilmesi gerekiyor.. Mahmut Özgener bırakırsa, yeni başkanı ya siyaset belirler ya kulüpler.. Öyle ‘Verdim kardeşim, aldım ağabey’ tarzıyla bu iş olmaz..Aziz Yıldırım’ın parmak izi-Zurnanın zırt dediği yere gelirsek..-Picasso eserlerini andıran bu karmakarışık tabloda kimin önü açılır? Brüksel’deki cuma kulisleri tek ismi işaret ediyordu: Haluk Ulusoy.. Oylamanın kapalı yapılacağı bir seçimde, tüm delegelerle organik bağı hâlâ taze olan Ulusoy’un nasıl bir sonuç çıkaracağı belli olmaz.. Ayrıca daha da ilginci, sırf anti-F.Bahçe tutumu nedeniyle bile diğer 3 Büyük kulüp de Ulusoy’a açık/gizli destek verir..-Mahmut Özgener’i tebrik ediyorum! Bu kadar cesur icraatın yapıldığı, Milli Takım’ın önünün açık olduğu, Şiddet Yasası’nın çıktığı dönemde “yorgun”luğunu ve ailesini gerekçe göstererek suni bir krize sebep oldu.. Artık bu saatten sonra gerçekleşebilecek 3 senaryo var:1. Özgener henüz bırakma kararını açıklamadı.. Kulüpler onu çok istediğini gösterirse Özgener 4 yıl daha yoluna devam eder..2. Özgener bırakır.. Gümüşdağ, Başbakanımız’ın direkt/endirekt katkısı olmazsa federasyon başkanı seçilemez.. Seçildi diyelim, “İşte AK Parti futbola da el attı! Oraya da kendi adamını yerleştirdi” eleştirilerinin önü açılmış olur.. Başbakanımız durup dururken futbol ve oradan doğacak krizlerin baş adresi haline gelir..3. Özgener bırakır.. Başbakanımız duruma müdahale etmez.. O zaman Haluk Ulusoy bariyer dibinden yapacağı atakla finişi bulabilir..Parmak izi bırakmadan bu operasyonu yönettiğine inanan Aziz Yıldırım’ı bağlar bu noktadan sonrası.. Eğer 2. veya 3. seçenekler gerçekleşirse F.Bahçe durup dururken hem siyaseten hem de futbol dünyası açısından zor durumda kalır..Ama durun durun.. 3 hafta içinde köprülerin altından çok su akar, emin olun!Özgener’in ruh hali-Mahmut Özgener yorgun, hatta bıkkın.. Ruh halini kendisine yakın bir yönetici arkadaşından bizzat dinledim: “2.5 yıldır bu işi yapıyorum.. Ne aile düzenim kaldı ne huzurum.. Fahri bir iş yapmama rağmen doğru dürüst takdir de görmüyorum.. Yüzüme karşı ‘Doğru adamsın’ diyenler, kendi taraftarlarını sakinleştirmek için kamuoyu önünde beni eleştiriyorlar.. Beşiktaş şampiyon olduğunda İnönü’de ıslıklandım.. Bizim için fenerasyon dedikleri sene Bursa şampiyon oldu, şimdi onlar bana kızıyor.. F.Bahçe şampiyon oldu, Kadıköy’deki törende beni ıslıkladılar.. Başkanlığını yaptığım Altay küme düştü, İzmir’de hakaretlere maruz kalıyorum.. Bu iş biraz da keyif işiyse, ben artık keyif almıyorum..”