İLK 45 dakikalık bölüm golsüz bittiğinde F.Bahçe taraftarı ciddi şekilde takımını ıslıklarla protesto ediyordu. Seyirci yerden göğe kadar hatlıydı. F.Bahçe’nin dün gece nasıl bir takımla oynadığımı şöyle özetleyelim... Maç başlar başlamaz kendi alanına çakılan, 5-4-1 düzeniyle sahada yer alan, beraberliğe dünden razı, hücumu hiç düşünmeyen, ilk yarıda tek korner atmayan bir Spartak Trnava’ydı.OYUNUN ilk bölümünde Harun’un yerine ben oynasam sonuç değişmezdi! Yani anlayacağınız rakibin tek ciddi atağı yoktu. Böyle bir takım karşısında bile F.Bahçe’nin çok etkili olduğunu söyleyemeyiz. Martin Skrtel gelince Cocu, Diego Reyes’i orta alana kaydırmış, Şener’i kulübeye çekip Mauricio Isla’yı sahaya sürmüş, Eljif Elmas ve Michael Frey’e de ilk 11’de şans vermişti.BENZIA NİYE YOKTU!BENZIA ise yoktu. Niye yoktu? Anlamadım. İlk yarıda Slimani’nin biri kaleciden dönen biri dışarı giden iki kafa vuruşu dışında F.Bahçe’nin net pozisyonu yoktu. Düşünün, takımın sağdan soldan kornerlerini, serbest vuruşlarını Hasan Ali Kaldırım kullanıyor! Takımda duran top kullanacak bir oyuncu bile yok.PHILLIP Cocu oynanan futboldan memnun olacak ki, ikinci yarıya hamle yapmadan başladı. Rakibin kendi alanında saklanışı, F.Bahçe’nin biraz kıpırdanışı, Eljif Elmas, Islam Slimani ve Ayew’in sahne alışıyla maçın gidişatı da değişti. Önce rakip kalecinin hatasını değerlendiren, ardından da Ayew’in ortasında topu kafayla ağlara yollayan Slimani, golleriyle gecenin öne çıkan ismi oldu.İŞİN enteresan yanı, rakip yenik duruma düşmesine rağmen skora razı oyununu sürdürdü. Dün gece F.Bahçe kendini fazlaca zorlamayan, sıkıntıya sokmayan bir rakiple oynadı ve kazandı. Bu galibiyete sahadakilerin de tribündekilerin de çok ihtiyacı vardı. F.Bahçe taraftarı oynanan futboldan memnun oldu mu derseniz, sanmam! Sonuç şimdilik krizi donduran bir galibiyet olduğu için önemli sayılır, hepsi bu!