Başrolde yine Aldi torbası

Almanya 2. Dünya Savaşı’nın ardından ırkçılık konusunda çok hassas davranan bir ülke. Ancak elbette bu sorunu bitirmek için yeterli değil. Pek çok defa ırkçılık değişik şekillerde sahne alabiliyor. Kimi zaman şiddet, kimi zaman aşağılama şeklinde.

Türkler’i küçümsemek için son yıllarda kullanılan önemli imgelerden biri de ucuz marketler zinciri olarak bilinen Aldi’nin torbalarıydı. Bu zincirden alışveriş ettiği için başta Türkler olmak üzere tüm göçmenleri küçümsemek için kullanılıyordu bu torbalar. Gerçi zaman içinde Aldi çok daha büyük bir zincire dönüştü, toplum içinde bu küçümseme çok ayıplandı ama halen devam ettiği alanlar var. Özellikle rekabet üzerine kurulu sporda. Zamanında Beşiktaş’ın bir Şampiyonlar Ligi maçında bu torbalarla tüm Alman tribünleri bunu kullanmıştı.

Dün oynanan Bayern Münih-Galatasaray Liv Hospital Avrupa Ligi karşılaşmasında Aldi torbaları yine sahne aldı. Maçtan önce G.Saray tribünlerine dağıtılan torbalar vardı. Bunu G.Saraylılar’ın bir anti-ırkçı mesaj vermek için yaptığı söylendi. Yani “Siz bizi aşağıladığınızı zannediyorsunuz ama biz bundan gocunmuyoruz” mesajı verilmek istenmişti. Zaten Almanlar’ın organize bir şekilde böyle çirkin bir organizasyona girmesi pek akla yakın değil.

Ancak buradaki tavır genel olarak biraz sorunlu. Bu tip ırkçı ve küçümseyici ögeleri sahiplenmek de iyi bir cevap verme yöntemi değil. Bir kere verilen mesaj tam anlaşılamıyor. Üstelik bu ayrımı yapan ögelerin zaman içinde değerleri ve önemleri azalırken yeniden yüceltmek tekrar bu ayrımı tırmandıran bir öge. Ayrımcılığı bastırmaktan çok arttıran bir yaklaşım bu. Her açıdan sevimsiz.

Belki suçlusu olmasa da bunların dağıtımına izin veren Bayern Münih de bu işin sorumlusu. Amacı ve tarafı en olursa olsun buna izin verilmemeli. Aldi’nin ekonomik anlamda yükselişi torbaların statüsünü değiştirdi büyük oranda. Ama kafadaki imgeleri değiştirmeden ırkçılıkla mücadele etmek imkansız.