Gazete Vatan Logo

85 işçiyle çim halı kralı oldu

Türkiye’nin ilk çim halı üretim tesisini kuran İbrahim Nalbant, FIFA ve UEFA’nın dünyada belge verdiği 16 üreticiden biri. 38 ülkeye ihracat yapan Nalbant’ın şirketi Nurteks’te sadece 85 işçi çalışıyor. Nurteks’in bu yılki ihracatı 10 milyon doları bulacak

Türkiye’nin ilk çim halı üretim tesisini kuran İbrahim Nalbant, FIFA ve UEFA’nın dünyada belge verdiği 16 üreticiden biri. 38 ülkeye ihracat yapan Nalbant’ın şirketi Nurteks’te sadece 85 işçi çalışıyor. Nurteks’in bu yılki ihracatı 10 milyon doları bulacak

FIFA ve UEFA’nın “2010 yılından sonra tüm sahalar çim halı olacak” dediğine dikkat çeken İbrahim Nalbant, Çin’e bile çim halı gönderdiğini belirterek, “Tüm komşularımıza, Çin’e, Güney Kore’ye bile ihracat yapıyoruz. Son olarak Ukrayna’da 5 yıl sürecek 25 milyon dolarlık iş aldık” dedi

İbrahim Nalbant, Türkiye’de “çim halı” nın kralı. Malatyalı işadamı, şu anda neredeyse Türkiye’deki futbol sahalarındaki çim halılarının hepsini üreten kişi... FIFA ve UEFA’nın dünyada 16 çim halı üreticisine verdiği belgelerden biri İbrahim Nalbant’ın Nurteks firmasına ait. 38 ülkeye ihracat yapan Nalbant’ın 22 bin metrekarelik tesisinde yalnızca 85 işçi çalışıyor. Üretiminin yüzde 40’ı çim halı, yüzde 60’ı da duvardan duvara halı olan Nalbant, bu yılki ihracatlarının 10 milyon doları bulduğunu söylüyor.

Sakin, mülayim bir adam İbrahim Nalbant... Tane tane konuşuyor. Nurteks binasında önce ürünlerini gösteriyor, sonra girerken hiç dikkat etmediğim binanın dışına çıkıyoruz. Nurteks binasının dışı da çim halı. Üstelik çok hoş görünüyor. Dış cephe kaplaması olarak da çim halının hem güzel göründüğünü hem de çok dayanıklı olduğunu anlatan İbrahim Nalbant, gelecekte çim sahaların yerini tamamıyla çim halıların alacağını söylüyor.

TİCARETİ TEKSTİLLE ÖĞRENDİM

* Malatya doğumlusunuz. İstanbul’a ne zaman geldiniz?
13 yaşındayken geldim. Ailenin son çocuğuyum, ağabeylerimle birlikte tekstil işine girdim. 22 yaşından itibaren ticaretin bizzat içindeydim. Ticareti tekstille öğrendim.

* Sultanhamam’daymışsınız...
Evet, ev tekstiliyle uğraştım uzun yıllar. İyi işler yaptık.

* Soyadınız “nalbant”, ailede var mı bu meslek...
Var, ama biz çocuklar devam ettirmedik. Babam, dedemler, aile büyüklerinin tümü nalbant. Soyadımız oradan geliyor.

* Çim halı işine nasıl girdiniz?
Ev tekstiliyle uğraşırken yurtdışındaki fuarları takip ediyordum. Hollanda’ya seyahatim olmuştu. Çok küçük bir ileri teknolojiler fuarıydı. O fuarda çim halıyı ve makinelerini gördüm, hammaddesini inceledim. Sonra Türkiye’ye dönünce bu işin tüm ayrıntılarını Güney Sanayi Fabrikası’ndaki yetkililere anlattım. Onların da kafasına yattı ve benim için çim halı üretmeye başladılar.

PETROLDEN YAPILIYOR

* Kaç yılıydı?
1984. Ama o dönemde üretimimiz daha çok küçüktü. Halıyı kendim pazarlıyordum.

* İlk başlarda zorlandınız mı?
Yurtdışında vardı, Türkiye’de bilenler oluyordu ama böylesine bilinir değildi. Zaten o yıllarda da ‘doğal çim mi, çim halı mı’ tartışmaları yapılıyordu. Ben yalnızca bu işi değil duvardan duvara halı işini ve çim halının her türünü de yapıyordum.

* Yani yalnızca futbol sahaları aklımıza gelmesin...
Tenis kortları, golf sahaları, havuz kenarları... 1993’te kendi fabrikamı kurdum. Teknik olarak futbol sahalarında, açık alanlarda, havuz kenarlarında kullanılan halılar var. Kaymayan, sudan, soğuktan ve sıcaktan etkilenmeyen halıların tümünü üretiyoruz.

* Çim halının hammaddesi nedir?
Petrolden oluşuyor. Çim halı ipliği Belçika, Hollanda ve İngiltere’den geliyor. Petrol ürünlerinden elde edilen bir iplik bu.

METREKARESİ 20 EURO

* Ömrü ne kadar bu halıların?
Bu iklime göre değişiyor. Soğuk ülkelerde, örneğin İngiltere’de 10 yıl, Türkiye’de 8 yıl, sıcak ülkelerde 5 yıl. Asla çamur olmuyor. Yıpranmıyor.

* Futbolcuların saatlerce bu halılar üzerinde antrenman yapmasının bir sakıncası yok mu?
Kesinlikle yok. Aksine çim halı yıpranmıyor. 24 saat aralıksız antrenman yapılabilir. Bu yüzden de büyük kulüplerin hemen hemen hepsi futbolcularına çim halı sahalarda antrenman yaptırıyor.

* Çim halının metrekarefiyatı ne kadar?
20 euro metrekaresi, duvardan duvarana halının en pahalısının fabrika çıkışı 23-24 YTL.

* Fabrikanızda 85 kişi çalışıyormuş, bu çok az bir rakam değil mi?
Evet. Çünkü teknoloji ağırlıkıl iş yapıyoruz. 22 bin metrekare alanda 24 saat üretim yapıyoruz.

* Duvardan duvara halı da yapıyorsunuz. Çim halı kadar iddialı mısınız?
Tabiki. Türkiye’de duvardan duvara halı da üç rakibimiz var. Otellere, büyük komplekslere duvardan duvara halı veriyoruz. Neredeyse yılda 1 milyon metrekarenin üzerinde halı veriyoruz toplu konutlara. Günde 10 bin metrekare halı üretiyoruz.

* Hangi ülkelere ihracat yapıyorsunuz?
Tüm komşularımıza, Çin’e, Güney Kore’ye bile ihracat yapıyoruz. Son olarak Ukrayna’da 5 yıl sürecek bir iş aldık. Her yıl 5 milyon dolar, toplam 25 milyon dolarlık iş yapacağız.

* Nedir bu iş?
Spor Bakanlığı, her mahalleye bir futbol sahası yapıyor, ayrıca koşu yolları yapılıyor. Bunları biz yapıyoruz. Toplum için, gençler için çok güzel işler yapıyorlar. Sizinle konuştuktan sonra Gürcistan’a gideceğim.

* Orada ne var?
Gürcistan Futbol Federasyonu’yla da görüştük. Onlarla da anlaşma yaptık. Onlar da futbol sahalarını çim halıya çeviriyor, gençler için semtlere futbol sahaları yaptırıyor.

PETROLDEN YAPILIYOR

* Siz yıllarca ticaretle uğraşmışsınız, sonra sanayici oldunuz. İşinizdeki dönüm noktası sanırım budur.
Doğru. Duvardan duvara halı üretmeye ve çim halıyı Türkiye’ye getirdiğimden beri işlerimin boyutları ve verdiğini haz değişti.

* Temel farklılık ne yaşadığınız aldığınız haz açısından?
Ticaretle para kazanıyorsunuz ama sanayicilik çok farklı. Tamam riski çok, kabul ediyorum. Ticarette parayla oynarsınız, sanayicinin ise ürünü vardır. Ürününüz müşteri memnun ederse varolursunuz, küçüçük bir hata işlerinizi bozar. Ürettiğiniz için, ürettikleriniz değer bulduğunda farklı bir tatmin yaşıyorsunuz. Dünyanın her yanında sanayicilik riskli, Türkiye’de daha da riskli. Ve son yıllarda rekabet arttıkça kâr marjları da çok düştü. Teknolojiye büyük yatırım yaptığımız için hatasız olmamız şart.

* Rakipleriniz kimler?
Alman, İngiliz, Belçikalı firmalar var.

* Çin?
Onlar yok. Bizim hammaddeye dayalı işimiz var, insan emeğine dayalı olmadığı için Çin bize rakip olamaz. Ben Çin’e de halı satıyorum.

İleride Avrupa Birliği bize işçi gönderecek
“Bir ailede hep zenginlik varsa çalışma azmi olmaz. Dedeler, babalar zenginse torunlar çalışmıyor. Bunu ülke çapında düşünürsek bizim çok çalışmamız lazım. Biz zengin bir ülke değiliz. Ben bu açıdan çok umutluyum. 20 yıl önce biz Doğu Bank’a gidip kaçak televizyon alıyorduk, şimdi Avrupa’ya televizyon satıyoruz. AB’ye girersek ileride Avrupa’dan Türkiye’ye işçi gelecek, göreceksiniz. Çünkü zenginlikle büyüyen kuşakları çalışmıyor. Geçmişte yoklukla yaşayadıkları için ülkelerini zamanında kalkındırdılar ama uzun zamandır yokluk bilmiyorlar. Bu yüzden de biz onlara göre hızla ilerliyoruz.”

Nurteks’te işçiler menülerini hazırlıyor
Nurteks’te çalışan işçiler haftalık menülerini kendi hazırlıyor. İbrahim Nalbant haftada birkaç kez fabrikaya gidiyor. “İşçilerimizin mutluluğu bizim için esastır” diyor. İki kızı olan Nalbant, işini kızlarına da öğretmiş. İki kızı da babalarıyla birlikte çalışıyor.

30 ÖĞRENCİYİ OKUTUYOR
İbrahim Nalbant, eğitime önem veriyor. Nalbant, “Malatya Eğitim Vakfı aracılığıyla 30 öğrenci okutuyorum. İstanbul’daki Malatyalı işadamları toplam bin öğrenci okutuyor” dedi.

EN ZOR GÜNÜM
1994 ve 2001 yıllarındaki kriz dönemlerinde herkes gibi biz de zorlandık. Örnek vermek gerekirse, akşam yattık 100 milyon borçla, sabah kalktık 500 milyon borçla...

Çok temkinli gittiğimiz için krizleri atlattık. Babadan veya dededen kalma herhangi bir gayrimenkulü satıp işleri yürütmediğimiz, öz sermayemizle iş yaptığımız için temkinli gitmeyi esas edinmişizdir.

Kriz dönemlerinde de kendi yağımızla kavruluyorduk, fazla borcumuz yoktu ama yine de piyasa durduğu için zor günlerdi.

Haberin Devamı