Gazete Vatan Logo

2 cent'lik benzin kavgası parladı

Araç sahipleri dikkat! Yarın başta Ankara olmak üzere hemen hemen tüm illerde istasyon sahipleri hükümetin söz verdiği litrede 2 cent'lik (29 bin lira) zammı kendilerine çok görmesini protesto etmek için pompa kapatacak. İstasyon sahipleri kâr marjlarının 1998'den bu yana sürekli düştüğünü ve artık para kazanamaz hale geldiklerini iddia ediyor.

VATAN Gazetesi başta 12 bin istasyon ve bu istasyonlarda çalışan 75 bin kişi ile BP, Petrol Ofisi, Shell, Opet, Türk Petrol gibi büyük dağıtım şirketlerini, dolaylı olarak da milyonlarca araç sahibini ilgilendiren bu kavgayı enine boyuna sorguladı.

Herkes benzinciler çok kazanır diye düşünürken eylem de nereden çıktı?
Türkiye'de 12 bin akaryakıt istasyonu var. Bunların yüzde 90'ı bir dağıtım şirketine bağlı çalışıyor. Dağıtım şirketleri ve bayilerle son gelinen durumu 10 soruda ortaya koymaya çalıştık. İşte pompa eyleminin arkasında yatan nedenler...

* Benzinin fiyatı sürekli artıyor. Bayiler bu durumda daha çok kâr elde etmiyor mu?
1998'den bu yana otomatik fiyat mekanizması yürürlükte. Yani akaryakıt istasyonları yüzdelik hesapla değil, sabit bir kâr marjı ile çalışıyor. Dolayısıyla benzinin fiyatı artsa da bayinin kârında bir değişiklik olmuyor.

* Peki istasyonlar isyan noktasına nasıl geldi. Hesap nasıl aleyhinize döndü?
Çok değil 2002 yılında süper benzinin litresi 1 milyon 557 bin liraydı. Bayilerin brüt kân ise 82 bin 500 liraydı. 1 litre benzinde brüt yüzde 5.3'lük kâr vardı. Ancak bugün geldiğimiz noktada bayi kârı 90 bin 30 lira oldu. 1 litre benzin ise 1 milyon 985 bin liraya çıktı. Yani bayi kârı yüzde 4.55'e geriledi. 1998'den önceki durumu ise hiç saymıyoruz. 1998'den önce bayi kân yüzde 8.5 seviyesindeydi. Zaten talebimizi o oranlara yükseltsek hükümet herhalde benzinin litresini 2.5 milyon lira yapmak zorunda kalır.

* Bayilerin başka kaybı da oldu mu?
Olmaz olur mu. Dağıtım şirketlerine karşı da avantajımızı kaybettik. Eskiden dağıtım kârının yüzde 70'i istasyona, yüzde 30'u BP, Shell, Petrol Ofisi, Opet gibi ana dağıtım şirketine giderdi. Oysa şimdi 11 cent'i yüzde 55-45 oranında bölüşüyoruz. Anlayacağınız orada da bir kayıp söz konusu.

* Peki ne istiyorsunuz? Benzine zam mı yapılmalı, 2 cent'lik artış halkın cebine mi yansısın?
Asla öyle bir talebimiz yok. Bugün 1 litre benzinin yüzde 68'i vergiye gidiyor. Hükümet benzine zam yapmadan da bizim 2 cent'i verebilir. Ama kendi kazancından gidecek diye bu paraya kıyamıyor. Sayın Babacan da "Halkı koruyorum" bahanesinin arkasına sığınıyor. Madem Babacan halkı koruyor, son 1.5 ay içinde benzine niye toplamda yüzde 12'lik zam yaptın diye adama sormazlar mı?

* Ama içinizde 'benzine bir kez de bizim için zam yapılsın, 30 bin liradan ne olur?' diyenler de var.
Bazıları öyle düşünebilir. Ancak çoğunluk 2 cent'in kamu payından kesilmesinin doğru olacağının bilincinde. Biz yüzde 4-5 kârla vergi memuru gibi çalışmak istemiyoruz. Devlet doğru dürüst vergi toplayamıyor. Akaryakıta, içkiye sigaraya yükleniyor. Bugün dünyanın en pahalı benzini Türkiye'de. Benzine zam geldi mi bizim satışlarımız da düşüyor. Stok maliyetlerimizin artması ve işletme sermayemizin sürekli erimesi de cabası... Hem böyle olunca devlet aslında bindiği dalı kesiyor. Kaçak akaryakıt satışı artıyor. Bugün 2 milyar dolarlık kaçak akaryakıt satışından söz ediliyor. Bu az para mı?

Sandviç, sigara satmasak para da kazanamayız
İstanbul'un en büyük ciro yapan benzin istasyonlarından birinin sahibi ve TABGİS eski Başkanı Mustafa Cengiz ile 2 cent'in hesabını konuşuyoruz.

İstanbul Levent'teki Sarper Petrol Akaryakıt istasyonu'ndayız ve araçlara oluk oluk akaryakıt akıtan pompaların üzerinde, "Yeter artık. Kapatıyoruz" afişleri var. Cengiz, "Benim tuzum kuru ama günde 40 bin litreden az akaryakıt satan benzinci zarardadır. İlanlara bakın, ev ilanı kadar satılık benzin istasyonu ilanı var" diyor.

İstanbul gibi bir metropolde bir akaryakıt istasyonunun zarar etmemesi için günde 40 bin litre akaryakıt satması gerektiğini söyleyen Cengiz, 1 cent'lik iyileştirmenin günde 400 dolar, ayda 12 bin dolar ekstra gelir anlamına geldiğini söyledi. Ancak Cengiz bu paranın istasyon sahibinin cebine gitmeyeceğine de dikkat çekiyor ve şöyle devam ediyor:

"Bunun yüzde 40'ını vergi olarak düşün. 4 bin 800 dolar vergiye gidecek olan. Bize ne kaldı? 7 bin 200 dolar. Tabi bu hesabı biz günde 40 bin litre akaryakıt satabilenler için yapıyoruz. Anadolu'nun birçok yerinde günde 12 bin litreden fazla akaryakıt satılamaz. İstanbul'da 800 akaryakıt istasyonu var. Bunların da en fazla 50'si bu hacme ulaşır. Yani 750'si zararda. O zaman nasıl ayakta durduğumuzu sorabilirsiniz. Gazete, sandviç, sigara satarak. Akaryakıttaki zararımızı marketlerimizden çıkartıyoruz."

Depoyu "full'lemeyİ sakın unutmayın
Yarın Ankara'da pompa kapama eyle mi var. Ancak Petrol Ürünleri işve renleri Sendikası (PÜİS) araç sahiplerini uyarıyor ve "Pek çok akaryakıt istasyonu eyleme destek olmak amacıyla istasyo nu açmayacak. Zaten Türkiye'nin her yer de istasyonlarda pankartlarla eyleme dest var" diyor. Yarın benzin istasyonları itfaiye aracı, ambulans, polis aracı gibi kamu hizmeti yapanların dışında hiçbir araca hizmet vermeyecek.

Haberin Devamı